301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Yazı Detayı
28 Mayıs 2023 - Pazar 21:06 Bu yazı 714 kez okundu
 
Yumoş'um
Fatoş TEKBAŞ
adanadoruk01@gmail.com
 
 

Kafama balyoz yemiş gibiyim.
Tam 3 gün oldu.
Bana verdiği hasar…
Geçmeyen ağır saatler.
Darmadağın bulanık bir kafa. 
Ölmüş bir beden gibi.
Uykusuz geceler ve yataktan uyanmak istemeyen bir haleti ruhiye 
Sersem gibi dolaşmaktayım.
Kulağım duymuyor, gözüm senden başkasını görmüyor. 
Birkez daha yetim kaldım. 
***
Yüreğimin içi lime lime doğranıyor. 
Yanıyor, kavruluyor.
Gözlerim dolup dolup taşıyor azgın seller gibi.
İçim soğumuyor, durulmuyor,
Çaresiz Rabbime teslimim. 
***
Seni nasıl anlatsam,
Neye benzediğini, huylarını, karakterini…
Neyi sevip, neyi sevmediğini anlamak için… 
Birlikte  zamana bırakacaktık.


***
Lakin dilin var konuşamazdın. 
Zamanla alışıp sevecektik, kuralım buydu. 
İlk yıl gözlerim Prensesim Yumoş’umu arasamda,  2012 yılı Haziran ayında bir kedinin bize saldırmasıyla birbirmize kenetlenmiştik. 
Taa o zaman, o sevda içimize işledi. 
Sen dünden bana teslimdin, bense sana gecikmeli geldim. 
***
Herkesin sahiplenmek istediği bir candın
Binlerce sevenin, hayranın vardı.
Hemen herkese sokulur başını uzatırdın. 
Arada bir balkona çıkar havlardın, o havlaman büyük köpeklere bedeldi. Bir tek sesini o zaman duyardım. Bana melodi gibi gelirdi. Çok hoşuma giderdi.
Başkada sesin soluğun yoktu.
Zaman zaman kendi cinslerine karşı atarlı olurdun...


***
Ben senin üçüncü veya dördünce sahibindim.
Söylemlerine göre 2007 yılında dünyaya gelmiştin. 
Seni bir aile Hollanda’dan getirtmişti.
Kızları astım olunca, ilk işleri seni birine sepetlemek olmuş.
Sonra bir kız çocuğu almış seni, annesi ona; ‘Ya sen, ya o evi terk edecek” demiş.
Sonra iki kardeşe düşmüşsün.
Onlar sana el bebek, gül-bebek bakmış.
Beslenmede hata yapmışlar, kendilerine kebap söylemişler, sana da söylemişler, acı ekşi, tatlı ne varsa 10 ay gibi yedirip içirmişler.
***
Bende Yumoş’umu yeni kaybetmiş, halen yokluğuna alışamamıştım. 
Bir gün kardeşim Fatih; “Abla aynı Yumoş’a benziyor, beyaza boyarız olur biter” demişti.
Artık başka bir cana daha alışmak ve kaybetmek korkusuyla; “Hayır istemiyorum” demiştim.
Buna rağmen ertesi gün kapı açıldı ve içeriye Tufan Yücel  adında genç biriyle girdi, kucağında simsiyah bir Pekinez cinsi köpek vardı. 
Birden gelip kucağıma kuruldun, o kurulman oldu.
Kendini hemen sevdirdin.
☆☆☆
Evime ve hayatıma 29 Ekim 2010 günü girdi. Adın Mini” idi, ben “Yumoş’ olarak değiştirdim.
15 ay aradan sonra Minik’ime bir dost geldi, tam ona 3 yıl, 4 ay arkadaşlık yaptı. 

Kapkara, gözleri bile kara…
Hilalin beli belirsiz ilk doğuşu gibi, 
O siyah parlak gözbebeğin kenarını bir nakış gibi ovalimsi sarmış, az bir şey o siyahın içinde beyaz, farkını gösteriyor. 
Dudağının altı tarafı beyaz tüyler kaplıydı. 
Patilerin bej rengiydi. Karın bölgen siyah ve bej rengi tüylerle kaplıydı. 
Tüylerin uzundu. Sıcak kanlı, sessiz mi sessiz bir candı.
8 yıl boyunca hiç ama hiç sesini hiç duymadım.
Ta ki hastalanıncaya kadar...
Evin içinde varlığı ve yokluğu bir kuğu kuşu endamındaydı.
Çok zarifti. 
Bir şey yediğimde mutlaka beni takip eder diliyle yalanır; ‘Bende istiyorum” derdi. 
Yeter ki bir şey yeme…
Ağzını şıpırdatma.


Çikolataya bayılırdı, dondurmayı çok severdi. Meyve ayırt etmezdi, sabahları ben kahvaltı hazırlarken taze salatalık kokusu, onu mest eder, dilimlerini yerdi.
Yemeğini ya balkonda, veya mutfağın bir köşesinde yer, sonra da sessizce gider ya sepetine, ya koltukların üzerine veya yatağımıza uzanırdı. 
Bütün ev onundu.
Sonradan evimize davetsiz misafir gibi giren Ares’e 2 yıl 10 ay arkadaşlık yaptı. 
Ailecek hepimiz seni çok sevdik, en fazlada ben.
Babam da seni de severdi. 
Son günlerde Ares’e kızardın yemek yemesini istemez, yemez ama yedirmezdin de. 
25 Mayıs 2019’u, 26 Mayıs 2019’a bağlayan gece, seninle sabahı, sabah ettik. 
Kafamı yastığa bir koydum, gözlerimi bir kapadım bir açtım. 
Beynim uykuya geçme niyetinde değildi, bir şeyler olabileceği içime doğmuştu. 
Ama yine de bu sona hazır değildim. 
Sık sık ateşini yokladım. Yaşayıp yaşamadığını kontrol ettim. Acayip hasta idin. O gün yine veterinere götürmüş, iğne yaptırmıştık. 
Boşluğa bakıyordun, sürekli gözlerin açıktı. 
Yanımdan bir an olsun ayrılmadın. 
Nedense saat başı ateşini ıslak bezle düşürmeye çalıştım. 
Sürekli kalbini dinliyordum. Kalbinden motor gibi sesler geliyordu. Benim kalbimde sanki yerinde değildi. 
Kesin bir şeyler olacaktı. 


Minik’in de son saatlerinde kalbi düzensiz atmış, babamın da böyle düzensiz attığını görmüştüm. 
Şimdi de canımın cananının  kalbi böyle düzensiz atıyordu.  
Kalkıp namaz kıldım senin için, Kur’an okudum. 
Sabah dokuzu çeyrek geçe kalp ilacını verdim. Vermez olaydım. 

Kalp ilacını verirken, saat 9,15’te acı bir şekilde kalp atağı geçirerek çığlıklar attın. Bu defa uzun sürdü. Şaşırmıştım. Tansiyon ve kalp ilacı kullanmama rağmen, bu defa beni bırakmaya kararlıydın.
Bütün tabularımı yıktım, bütün ilkelerimi ayaklar altı ettim.
Oruç olup olmadığıma bile aldırmadım.
Sana yaklaşık 15 dakika kalp masajı ve suni teneffüs yaptım.
Gözyaşları içerisinde “Beni bırakma Yumoş, beni bırakma kızım” dedim. 
Abin Zeynel’i cepten aradım, gel, “Yumoş ölüyor” dedim. 

Gitmeye niyetliydin…
Bu defa çok ciddiydin. 
Hiç şakan da yoktu, 
Son defa yüzüme baktın,
Tıkpı Yumoş’um gibi, tıpkı Minik’im gibi..
Bir aydınlanma oldu yüzünde.
Merhametli ıslak bakışlarıma ve yalvarmalarıma aldırmadın.
Kalkıp gittin, 
Sanki rüyadayım.
Beni bütün alemlerin boşluğuna atıverdin.
***
Oysa umutlarım vardı yarınlara dair, birlikte gideceğimiz, gezeceğimiz yerler vardı.
Sana sormadan bayram programı yapmıştım. 
Gideceğini biliyordum, ama yine de gitmelerine hazır değildim. 
Avazımın çıktığı yere kadar “Geri dön Yumoş geri dön kızım” dedim. Lakin dönmedin.
Beni bırakıp nerelere gidiyorsun “Anoş” dedim. 
Biliyorsun kızım, adaşın Yumoş’a ‘Anoş’ derdim. Dişi köpek olduğunuz için anne sıcaklığını sizde hissederdim. 
Kalbim sıkıştı. 
Gözlerim karardı.
Annemin dediği gibi; 
‘Ne yerde ne gökte” oldum. 
Sonsuz bir boşluğun içindeyim.
Uçurumun kenarında, 
Seninle birlikte yok olmak istiyorum.
Evin içinde, ev üzerime geliyor. 
Daralıyorum, sıkılıyorum, nefes alamıyorum, şaşkınım. Kucağıma aldım, sarıldım, öpmelere doyamadım. İçimdeki tsunamiler her yeri kırıp döküyor, ateşler yükseliyordu. 
***
Ama kucağımda bulamaç gibiydin, pamuk gibiydin.
Ölürken, yüzün aydınlandı, Yumoş’um gibi, Minik’im gibi, dikkat ettim, sanki yeniden ana rahmine dönüşün gibi gençleşti yüzün ve bir nur geldi yüzüne… 
Güzelleşerek bu hayata ve bana veda ettin. 

***
Kendimle bocalama halindeyim, bu kaderi ben sana yazmadım.
Ne çok acı çektin, sabahlara kadar uyumadın, öksürük yakandan düşmedi.
Kahroldum, Veterinerlere götürmeme rağmen, derdine çare olamadım.
Hiçbir günahın yoktu, ama bu kadar acı çekmeni, bana hiçbir canlı izah edemizdi. 
Hakkını bana helal et dedim, beni mutlu ettin, seninle hep mutlu oldum.  
Hastalığınla üzdün ağlattın, darmadağın ettin.
Gidişinle yok ettin, ya biz insanlar o hesap gününde Mahkemeyi Kübra’da kendimizi nasıl savunacağız?  
Keşkeler, acabalar, şüpheler, edememeler, anında beni kölesi etti.
Beni kördüğüm ettin Yumoş’um.
 Ölen diğer adaşın Yumoş ve Minik’im gibi. 
Sürekli uyku halinde, içim sırılsıklam, duygularım allak bullak, ne dersen, nasıl tanımlarsan o hallerdeyim.
Her şey silinsin istiyorum, bu filmi başa sarayım diyorum. 
Ama her canlı gibi, ne ilk ne sonsun, sende bende hüzünlü bir hikaye oldun.
***
Şimdi bir ahtapot gibi kendi kendimi yiyip bitiriyorum. 
Bilirsin ahtapotlar, doğum sürecinde, denizlerin altında güvenli bir yerde, doğum yapmayı beklerken, acıktığında kendi kollarını yermiş, doğumdan sonra yavrularına başka balıklar zarar vermesin diye, yavrularına kendini yem edermiş. 
Bende aynı bu hallerdeyim kızım. 
***
Kardeşim Zeynel; ‘Çabuk hemen gömelim, kimseler görmesin” derken, kendime geliyorum, ayrılık vakti gelmişti.
Seni son kez Atatürk Parkı’na götürdüm, çimlerin üzerine bıraktım, sonra da sessizce gözyaşlarımı yanaklarıma saldım. 
Dualar ettim sana. Şunu biliyordum ki, Adana’da bir hayvan mezarlığı yoktu. 
***
Tam 6 ay hastaydın. Belki de Kasım ayını eklersem 7 ay…
Neler yapmadım ki?
Sonunda seninle Ankara’ya kadar gittim. Meğer sende epilesi yokmuş, kalp atağı teşhisi konmuştu. Giderken zahmetli ama dönüşü mükemmel olmuştu. Tedaviye cevap vermiştin.
Aralık ayında sık sık geçirdiğin sara nöbetleri gitmiş, yerini kalp atağına bırakmıştı. Artık ikisi de yoktu. İlaçlar iyi gelmişti. 
Birde yemek yeseydin, yaşamını uzatacaktık, benimle daha çok kalacaktın. Nedense bu bir ay seni hemen hemen hiç bırakmadım. 
Sürekli öksürüyordun, Umca solüsyon sayesinde öksürüğün gitmişti. Kalp öksürüğü aylarca yakanı bırakmadı. Solunumun düzensizdi. Kalbe giden yolların daralmıştı. Sabah akşam Vetmedin kullanıyordum.
Bu ilacı çok severek içiyordun. 
Ankara dönüşü buna tansiyon ve Lasix antibiyotikleri eklendi. Üç ay boyunca 4 antibiyotik kullanıyorduk. Lakin iştahın yoktu, iştah şurubu almıştım. Denemediğim kocakarı ilaçları kalmamıştı.
Senden ve Allah’tan umudumu kesmiyordum. 
***
Seni nasıl anlatayım. 8 yıl boyunca hiç sesini duymadım. Bir tek sesini duyduğumda Minik’in öldüğü gece acı bir çığlık atmıştın, meğer o krizin ilk belirtileriymiş, ben anlamamıştım.  
Sanmıştım ki, Minik’in gidişine sende ağıt yakıyorsun. 
***
Minik Ankara dönüşü 83 gün yaşadı.
Sense Ankara dönüşü 79 gün. 
Bana yaşattığın 9 yıl için teşekkürler. 

***
Buralardan giderken kızım, benide yaşama sevincimi de yanında götürdün, ışığımı söndürdün, karanlıklara bıraktın.
İlk gözağrım Anoş’um, Prensesim Nefertitim, kraliçem Yumoş’um'a,  oğlum Minik’im, Profesörüm’le birlikte buluşuyorsun çok selamımı söyle... 
Anoş’um, Porsuk’um, Karakızım, Fok balığım, seni asla unutmayacağım.
Sen ailemdin, sen ben, ben sendindim. 
Bu kor dininceye kadar her yerde seni arayacak, izini süreceğim.
Fatiha’nı hiç eksik etmeyeceğim. 
Nurlar içinde uyu, mekanın Kıtmır’in yeri olsun.20 yıl boyunca evimde Yumoş ismini anmaktan bıkmadım, bu defa boş ovalara, dağlara Yumoş ve Minik diye haykıracağım. 
Hakkını helal et canım kızım Anoşum. 3 yemeğini yaptım, dağıttım. 28.5.2019 Adana

 
Etiketler: Yumoş'um,
Yorumlar
Bizim Gazete
Ulusal Gazeteler
Yazarlar
Alıntı Yazarlar
Anketler
Yeni haber sitemizi nasıl buldunuz ?
Adana

Güncelleme: 06.07.2022
İmsak
Sabah
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı