301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Yazı Detayı
06 Aralık 2020 - Pazar 20:02 Bu yazı 986 kez okundu
 
Cumhurbaşkanının yerinde olsam
Fatoş TEKBAŞ
adanadoruk01@gmail.com
 
 

Tayyip Erdoğan il kongrelerinin katılıyor.
Buradan içeriye ve dışarıya açık mesajlar veriyor.
Bazı gerçekleri söylemekten kaçınmıyor.
Acı reçeteden söz ediyor.
Herkes bu sözlerden anlamak istediği yorumu çıkarabilir. 
Cumhurbaşkanı öyle şeyler söylüyor ki…
Ekonomide kırılgan yerde.

***
“Ak Parti biterse, Türkiye biter” diyor.
Bildiği çok şeyler var Cumhurbaşkanının.
“Duvar sana söyledim gelinim sen anla” diyor.
Teşkilatlara; “Kendine gel” diyor.
Açık bir şekilde uyarıda bulunuyor.
***
Ak Parti tabanı Cumhurbaşkanını çok samimi buldukları için mektuplar yazabilir. 
Acaba birileri Cumhurbaşkanına ne anlatmıştır?
Dünya Erdoğan’ı tanıyor.
Rol yapmıyor, samimi, içten, çocukla çocuk, büyükle büyük olabiliyor.
Kars kongresine telekonferansla katıldı.
Demek ki bardak taştı.
Anketleri görüyor olmalı ki…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan;
"Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz" diyen Erdoğan parti içine de mesajlar göndererek, "Böyle tarihi ve kutlu bir mücadelede senlik benlik kavgasına, şahsi çıkarları davasının üzerine çıkarmaya, hele hele kibre, atalete, tembelliğe, nobranlığa asla yer yoktur" ifadelerini kullanıyor.
***
Evirmeden çevirmeden Cumhurbaşkanına şunu sormak istiyorum. 
Bu partiyi siz kurdunuz; hani bir söz var.
“Devrim önce kendi çocuklarını yer” diye.
Madem partinin bitme tehlikesini görüyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanım.
O yüzden  sert mesajları veriyorsunuz. 
Alın elinize telefonu, her hangi bir delegenize ulaşın, size anlatsın tabandaki hareketleri…
Birtek gerçekleri onlar size anlatabilir. Sandığa giden sokaktaki Ak Partililer size anlatabilir. 
Bir tek onlar size gerçeği anlatır, çünkü onların gönlünde “Bir Erdoğan sevdası” halen vardır.
İşte o zaman siz partiye doğru neşteri vurur, yeniden 2007 heyecanını yakalarsınız.
Söylemedi demeyin.
Kibir mi, yukardan bakma mı, nobranlık mı?
Hepsini bir telefonla, veya Türkiye’nin 81 vilayetinden ikişer üçer kişiyi davet edin, onları konuk edin, birlikte keyif çayı için... İlk ağızdan siz dinleyin.
Belki yeni bir diriliş olur Ak Parti için.
Bütün sorularınızın cevabını bulur, yanlış yapanlarında kulağını çekersiniz. 
Keşke parti teşkilatlarına gönüllü müfettişler atasanız, kendini ifşa etmeyecek, bir tek siz bileceksiniz.
O zaman hata az olur. 


Seni özlüyorum baba
Biliyorum uzun bir yola çıktın, 
Bu yolculuğun bir molası, 
Bir durağı ve bir istasyonu da yok, 
İnsanlığın son menzilindesin. 
Vakit nasılda bir kuşun kanatlarını çırpması gibi, uçup gitmiş!
***
Ölüm bir sır değil,
Hakikat ise yalan değil!
İçimdeki ağıtları bir bilsen…
Muhasebe kayıtlarımda, defteri kebir hep açık veriyor.
Bugün 4 yıl oldu.
Senden ebediyen kopalı.
***
En çok neyi özledim biliyor musun?
Bildiğini biliyorum. 
Seninle kahkahalar atarak konuşmayı…
***
Sabah gözlerimi açar açmaz, parkta Yumoş, Minik veya Ares’i gezdirirken, bir elimde telefon, diğer elimde can dostlarım…
Sesini duymak bana hep iyi gelirdi. 
Bana sımsıcak; “Aney” derdin. 
Bir şeyler bulurdum, bahanem çoktu…
Sana ulaşamadığım an, bütün kimyam bozulurdu. 
O günü zar zor ederdim. 
Kimi aramaz, kimi devreye sokmazdım ki?
Başta emminoğlu Mahmut’u, veya köyün ın muhtarını…
Gidip kapısını çalın bana haber ulaştırın diye.
Yıllarımız öyle/böyle geçti. 
***
Her yıl gelirdin bana, seni alır Adana’nın güzel yerlerine götürürdüm. 
Birlikte Adana kebabı yer, şalgam içer, sıcaklarda bicibici değişmez tatlımızdı. 
En güzel yemekleri sana yapardım.
Hatta son yıllarda yemekler yapar, buzlukta dondurur, telefon açar nasıl ısıtman gerektiğini tek tek söylerdim.
Genelde konuşmalarımız dini konular üzerine olurdu.
Kaç dua okuduğumuzu, kaç zikir çektiğimizi birbirimize anlatırdık. 
Ramazan günlerinde hatimde, kim hangi sayfaya geldi diye, birbirimize nazire yapardık!
***
Biliyor musun birlikte yüzerdik, “Çok açılma kızım” diye kaygılanırdın.
Oysa sen askerken boğazın sularında yüzmüş biriydin.
Ben güçlüydüm, çoktum, kalabalıktım, çünkü sen vardın.
Hep gölgen üzerimdeydi.
Sen benim hem babam, hem arkadaşım, hem dostumdun.
Biz seninle sansürsüz her şeyi konuşurduk!
Tıpkı rahmetli annem Fidan gibi… 
Emin ol, hiç aklımdan çıkmazdın.
Yurt dışına çıktığımda, seni haberdar eder, beni merak etme derdim. 
Benim sıkı bir okuyucumdun.
Okuyacağını bildiğim için, kılı kırk yararak yazardım. 
***
Hiçbir şeyi kıskanmayan ben… 
Bu yaşta bile seni acayip kıskanırdım.
Bana veya bize göstermediğin o ilgiyi, en küçük oğluna gösterdiğin için… 
***
Artık bunların hiçbirini yapmıyorum.
Öyle kalbim acıyor, öyle kalbim kırılıyor ki…
En hassas yerinden kanıyor…
Bir öfke, bir hüzün kasırgasının çemberinde,
Gazapla karışık, yokluğun uyanık!
Çok şeyler var sana anlatacağım.
Boğazımda düğümlenen hıçkırık gibi.
Neden, niçin diye sorma?
Biriktirdim sonra sustum!
Bak mevsim sonbahar, yapraklarını döküyor.
Rüzgara al götür, açık denizlere at dedim. 
***
Tanıyıp tanımadığın herkese verdiğin Allah selamını özledim baba… 
En hassas yerinden kırıp dökerler ya insanın…
Şimdi hem yetim, hem öksüzüm baba… 
Yenildiğimi sanma sakın, düştüğüm yerden kalkmasını bilirim baba. 
Bir boşluktayım salıncak gibi. 
Canım yanıyor, özlem duyuyorum rüzgara fısıldıyorum.
Ben babamı çok üzdüm diye…
Artık rüyalarıma da gelmiyorsun,
Bana kırgın mısın, yoksa küs mü? 
Kendimi affedemiyorum. 
Sensiz dünya aynı baba.
Tatsız tuzsuz, güvensiz.
4. yıl da değişen bir şey yok baba. 
Özlem ve hasretten başka.
12.11.2020 Adana

 
Etiketler: Cumhurbaşkanının, yerinde, olsam,
Yorumlar
Bizim Gazete
Ulusal Gazeteler
Yazarlar
Alıntı Yazarlar
Anketler
Yeni haber sitemizi nasıl buldunuz ?
Adana

Güncelleme: 06.07.2022
İmsak
Sabah
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı