Moved Permanently

Özel haber; Fatoş TEKBAŞ

Adana Büyükşehir Belediye Meclis’inde hiç alışılmadık bir olay yaşandı. Ekim ayı oturumunda söz alan Adana Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Mustafa Aksoy, önce yaşadığı bölgenin sorunlarını dile getirerek, Eylül ayı içerisinde hayatını kaybeden ünlü Türk Edebiyatının Sivaslı Şair Yavuz Bülent Bakiler’i anma adına o’na ait “Ben olmayacağım” dizelerini davudi sesiyle okudu. Bugüne kadar maddeler üzerine birbirlerine giren meclis üyeleri, bir anda periler tarafından üzerlerine tılsımlı toz serpiştirilmiş gibi oldular. Meclis Üyesi Mustafa Aksoy eğitimci ve güzel şeylerin de yaşanabileceğini Adana tarihine kazıdı. Belki zaman zaman şiirler okunmuş olabilir, ama nedensiz, fakatsız, amasız sorunlarını dile getiren Aksoy bir ilke adım atmış oldu.  Şaşıran meclis üyeleri de olmadı değil. Ama herkes alkışladı.

BEN OLACAĞIM

Anla biraz beni, duy biraz beni;

İçimde en güzel duygular saklı.

Bir gün çıkıp gelsen telli duvaklı,

Ayağına toprak ben olacağım.

Çılgın bir kara sevda aldı gönlümü;

Artık beni bir ruh gibi içinde ara.

Kaçsan da şehir şehir çok uzaklara,

Arkanda muhakkak ben olacağım.

El değmesin saçlarına istemem,

Bırak saçların dağınık dursun.

Ve yahut rüzgarlar tel tel savursun,

Saçlarına tarak ben olacağım.

Kıskançlık bir hançer gibi içimde;

Ben artık o uysal çocuk değilim.

Yemin ettim çaresi yok güzelim,

Ömründe son yaprak ben olacağım.

Yavuz Bülent Bakiler

Ertesi gün Adana Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ve MHP Grup Başkanvekili Cemal Demirdağ kürsüye hep Adana sokaklarını, caddelerini, kırsal kesimin sorunlarını dile getirmesiyle biliniyor. Adeta her ay meclise dersini iyi çalışmış bir öğrenci edasıyla gündeme taşımasıyla biliniyor. Bu defa ters köşe yaparak kısaca Adana’nın birkaç sorunu dile getirdikten sonra, CHP sıralarına dönerek, bir göndermede bulunup, bir şiir okumayı ihmal etmedi. Abdurrahim Karakoç’un “İsyanlı Sükut” dizelerini tıpkı bir dönem TRT’de şiir okuyan Nevzat Evliyagil’e benzettim. Cemal Demirdağ Adana’nın mr’nı çekip Meclis Kürsüsünde dile getiren meclis üyelerinden biridir, Adanalılar bu yönünü de görmüş oldu.

İSYANLI SÜKUT

Anla biraz beni,duy biraz beni;

İçimde en güzel duygular saklı.

Bir gün çıkıp gelsen telli duvaklı,

Ayağına toprak ben olacağım.

Çılgın bir kara sevda aldı gönlümü;

Artık beni bir ruh gibi içinde ara.

Kaçsan da şehir şehir çok uzaklara,

Arkanda muhakkak ben olacağım.

El değmesin saçlarına istemem,

Bırak saçların dağınık dursun.

Ve yahut rüzgarlar tel tel savursun,

Saçlarına tarak ben olacağım.

Kıskançlık bir hançer gibi içimde;

Ben artık o uysal çocuk değilim.

Yemin ettim çaresi yok güzelim,

Ömründe son yaprak ben olacağım.

Abdurrahim Karakoç

Adana Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Altıok’un da şiir okumasını isteyen Meclis Başkanı Göktürk Boyvadaoğlu, “Özgür başkanım sendede bir şiir var mı, varsa söyle. Öbür meclise kalmasın. Kendin yazdığın şiirini oku lütfen. Senin şiirin olsun” diye teşvik etti.

Özgür Altıok “Şiir yazan bir adamım, yürek işidir, benim şiirlerim şey yapabilir. Ama mecliste Abdullah abiye (AVCI) cevap vermekten sanat yönümü kaybettim. Bende bir şiirimi okuyayım. Karşıdan dava şiiri gelmediği için, bende aşk şiiri okuyayım aşık Cemale karşı” diye hiciv yaptı. Tatlı tatlı gülüşmeler ve atışmalar yaşanmadı değil. Özgür Altıok nüktedan bir insan, kavgacı bir yapıya sahip değil, sataşma olduğunda söz alır ve mutlaka cevap verir. Halkla ilişkilerde de emek sarf etmiş bir siyasetçi. Oturduğu yerden şiirini okudu.

Hangi cennetten geldin bu cehenneme?

Ki her yokluk bendedir, her acı benim

Baltalar kıyasıya inmiş gövdeme…

Bak şu devrilen hayat ağacı benim.

Bir gün beni de unut, her yalan gibi

Adımı sokaklara tükür kan gibi,

Oysa yaşadıkça bir çıban gibi,

İçinde sızlayacak o sancı benim

Terk edilmiş eski bir şehircesine

Sensiz yaşıyor bu can verircesine

Tutuşmuş özleminle erircesine

Bir zamanlar sevdiğin bu yabancı benim.”

Özgür ALTIOK

Diye bitirdi. Kısacası küçük edebiyatlı mola herkese iyi geldi. 

Şiir yazmak, okumak, dinlemek insana keyif verir, en sert çelikleri bile eritir. Adana Ekim ayı meclis oturumunda böyle bir gün yaşadı. Üstelik meclis üyeleri biraz daha birbirini tanımış oldular.

Aslında hepimizin böyle güzel anlara ihtiyacı varmış!!!

Bende kendi şiirimi sizinle paylaşayım, hiçbiri ezberimde değil ama, sadece bu aklımda kaldı, Yumoş, Minik ve Yumoş’um için Şiraz, Persepolis’te Kral mezarlarını gezerken yüreğime düşen satırlar, uzun aradan sonra ilkkez ikisini bir araya rüyamda görmüştüm.  

Beyazına anlam katan sarını, kahveni

Kahvene ahenk veren beyazını, sarını

Siyahına yağmur gibi karışan beyazını

Aslında ben

Gözlerinizdeki derin kederi

Ve

Sizdeki bütün renkleri çok sevdim

19.8.2014 Persepolis Şiraz/İran