Moved Permanently

Havaların ısınmasıyla birlikte çeşitli illerde meydana gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakaları endişe yaratıyor. Ülkemizde kene popülasyonunun yoğun olduğu alanlar olan Sivas, Çorum, Tokat, Yozgat, Erzincan, Gümüşhane, Giresun'un güneyi, Erzincan ve Erzurum illeri, son yıllarda ise Ege Bölgesi ve Antalya gibi farklı illerde de görülmesi vatandaşlarda korkuya neden oluyor.

Normalde Haziran gibi ortaya çıkan vakalar, bu yıl Nisan ayından itibaren görülmeye başladığını belirten uzmanlar, Pandemi döneminde özellikle kalabalık ortamlardan kaçarak, doğada vakit geçirmek isteyenlerin bu konuda çok etmeleri, kenelerin daha kolay görülebilmesi için açık renk ve vücudu kapatan kıyafetler tercih etmeleri gerektiğini söylüyor.

Ayrıca kenenin öldürücülük özelliğinin Kovid-19'a göre daha yüksek olduğuna dikkat çeken uzmanlar, havaların ısınmasıyla birlikte tehlikenin boyutunun da yüksek olmasından endişe duyuyor.

Gazetemize Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hakkında açıklamalarda bulunan Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, bu yıl vakaların çok erken başladığına dikkat çekerek, “Hastalık, Erzincan, Giresun’un Güney’i, Bayburt, Sivas, Tokat, Çorum ve Yozgat’ta daha fazla görülmekte.. Tabi son yıllarda Ege ve Antalya’da da görülmeye başladı. İşin ilginç yanı bu yıl geçen yıllara göre vaka sayılarında daha erken bir dönemde karşı karşıya kaldık. Geçtiğimiz yıllarda Mayıs – Haziran gibi vaka sayılarında artış görülürken bu yıl Nisan ayının ortalarından itibaren görmeye başladık” dedi.

KKKA hastalığında ölüm oranlarının Covid-19’a göre daha yüksek seyrettiğine değinen Nihat Köse, “Bir yılı aşkın süredir devam eden bir pandemi var. Ancak KKKA’de çok tehlikeli bir hastalık. Pandemi geçtikten sonra biz bunlarla yüzleşeceğiz. KKKA covid-19’dan daha fazla öldürücülüğü olan bir hastalık. Bu bakımdan mutlaka gerekli tedbirlerin alınmalı, insanlarımız bu konuda çok dikkatli olmalıdır” diye konuştu.

Nihat Köse, “Kırım Kongo kanamalı ateşini bulaştıran marjinal tür daha çok hayvanlarda bulunan değil, meralarda, otlaklarda bulunan kenelerdir. KKKA en büyük bulaş yolu, virüsü kaşıyan kenelerin insanları ısırması ve kanını emmesi ile ortaya çıkmakta, ölüme kadar götüren ciddi bir hastalığa neden olabilmektedir. Özellikle şimdi daha çok doğayla iç içe olduğumuz dönemde pikniğe, köye-kasabaya, kırsal alanlara gezilere giderken kendimizce bir takım önlemler almalıyız. Vatandaşlarımız alabileceği önlemleri titizlikle almalı ve kendilerini korumalıdır” dedi.

Kene ısırmasına karşı alınacak önlemlere de değinen Adana VHO Başkanı Nihat Köse, şu bilgileree yer verdi;

“Vatandaşlarımız alacağı bireysel önlemlerin yanı sıra doğru ilaçlama da kenelere karşı mücadelede büyük önem taşımaktadır. Bu yıl kene vakalarıyla erken tanıştık. Nisan ayında Tokat'ta vakaları görmeye başladık. İş ciddi. Tam da koronovirüs pandemisi için alınan tedbirler sonuç vermiş ve vaka sayıları azalmışken şimdi de kene tehlikesinin patlaması riski bir kez daha gösterdi.

Kırım Kongo kanamalı Ateşi (KKKA) kenelerden insanlara bulaşabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır. KKKA, keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen hastalıktır.

Yurdumuzun özellikle İç Anadolu kuzeyi, Doğu Anadolu Bölgesi, Sivas, Kırşehir, Çorum gibi yerlerde çok görülebilen bir hastalık.. Ancak bu yıl Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi’nde Antalya gibi yerlerde de görüldü. Gördüğünüz gibi her bölgede çıkabiliyor.

Vatandaşlarımız bu konuda alabileceği önlemleri almalı ve kendilerini korumalıdır. Kırım Kongo kanamalı ateşini bulaştıran marjinal tür daha çok hayvanlarda bulunan değil, meralarda, otlaklarda bulunan kenelerdir. Ayrıca kene ormanların kırsal alanlarında daha yaygın olarak görülmektedir.

Hastalığın yaygın olduğu alanlarda çiftlik hayvanlarının, kene kaynağı yabani hayvanlardan uzak tutulması gerekir. Kenelere karşı ekim ayına kadar periyodik olarak hayvanlar, hayvanların bulunduğu alanlar ilaçlanmalıdır.

Yaz mevsimi ile birlikte köylere, kırsala, yaylalara, hafta sonları pikniğe gitmeler başladı. Bu gibi yerlere giderken, kırsal alanlara gezilere giderken kendimizce bir takım önlemler almalı, açık renkli beyaz renkli elbiseler tercih etmeliyiz. Paçalar çorapların içerisine konmalı, dönüşte üstümüzü dikkatlice kontrol etmeliyiz.

Kenelerin yüzde 70- 80'i bacak bölgesinden vücuda girmektedirler. Keneler uçan ya da başka bir şekilde insanların üstüne gelen canlılar değildir. Ortamdaki yeşilliklere tırmanıp temas halinde insanlara geçebiliyorlar. İnsan vücuduna tırmandıktan sonra 1-2 saat gibi dolaşır ve sonrasında kan emmeye başlar.

Bir kene tek seferde 10 bin yumurta bırakabiliyor. Bunun da 5 bini yaşayabiliyor. Çok net olmamakla beraber 6-12 saat süreyle kan emiyorlar. Sonrasında virüsü bulaştırmaya çalışıyor. Keneyi görür-görmez hemen vücuttan çıkarılmalı ve hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir.

Keneyi çıkarırken mümkün olduğunca çıplak elle çıkarmamalı, varsa eldiven ile yoksa naylon poşet parçası olabilir kullanarak keneyi ezmeden çıkarılmalı. Kene ezilirse taşıdığı virüs bulaşabilir. Bu bakımdan bulaştırmamak çok önemlidir.

Keneyi mümkünse ezmeden çıkarıp boş bir kutu, cam kavanoz vb. kapalı bir taşıma gereci ile alıp en yakın sağlık kuruluşuna götürürsek incelenmesi bakımından önemli olur. Sağlık kuruluşunda keneden virüs olup-olmadığı ya da ne tür virüs olduğu tespit edilebilir.

Keneler sıcak kanlı hayvanlardan ve insanlardan kan emen canlılar. Kuşlarla ve ya başka hayvanlarla başka yerlere nakil oluyorlar. Şuan burada dahi olmayacak diye bir şey yok. Türkiye’nin her bölgesinde de bu risk var. O bakımdan herkes bu konuda gerekli önlemleri almalı ve konu ciddiye alınmalıdır.”