|
||
SARI NEREDE, AĞAR NEREDE? | ||
SARI NEREDE, AĞAR NEREDE? | ||
SİYASET Haberi | ||
![]() |
||
Davutoğlu kabineyi açıkladığında… Bakanların ismini tek tek sayarken… Adana’dan Demet Sarı adı duyulunca, heyecan doruğa çıktı. Herkes ama herkes çok mutlu oldu. Adana Ak Parti bir milletvekili bakan koltuğuna oturuyordu. Kentin bütün kadınları çok mutlu oldu. Kentte siyaset yapanlar derin bir nefes aldı. Bir kadın mimar o koltukta oturuyordu. Vali Büyük heyecana kapıldı. Hemen kendine bir misyon yükledi. Belediyeleri, STK’ları, siyasi partileri, kanaat önderlerini, işadamlarını, oda başkanlarını, Milletvekillerini Ankara’ya taşıdı. Daha fazla Adana’ya ne yapabiliriz diye? Bu seremoni tam üç ay hoş geldin, beş gittin sürüp gitti. Sonuçta Adana’nın yatırımcı bakanlığı vardı! *** Adana sabah akşam Demet Sarı ile kalkıp Demet Sarı ile yatıyordu. Sanal bir mutluluk kaplamıştı herkesi... Toki ve çevre yatırımlarını Adana’ya gelecek sanıyorlardı. *** Bu makama gelişi ayrı bir analiz istiyor. Kısaca seçimlerden iyi bir puan almış Duvatoğlu kabineyi kadın bakan olarak iyi tahsil görmüş Demet Sarı’yı uygun gördü. Ömer Çelik Parti sözcüsü olarak görevine devam ediyordu. *** Fatma Güldemet Sarı bu süreci kullanabildi mi? Katıldığı toplantılarda, hükümetin acil eylem planlarından söz ediyordu ama, kendi acil eylem planı yoktu. A planı vardı ama kendisinin bir B planı yoktu. *** Adana Türkiye’nin en gözde ismi Demirel’e yakın Ömer Bilgin vardı. Adana’dan yaklaşık bin kişiyi işe aldı. Gazetecilerle sık sık bir araya geldi. Onları dinlerdi. Adana’ya her gelişinde, karşılama törenleri yapılırdı. Bütün gazetecilere onun sayesinde beş yıldızlı otellerde tatil yapardı. Hangi gazeteci gittiyse onu ağırladı, destek verdi. Adana ondan sonrasını görmedi. Bu anlamda Ömer Bilgin’in yaptığını yapan ikinci bir isim gelmedi. Aytaç Durak, Ömer Topçu’yu kısmen de olsa hatırlamak lazım. Gazetecilere destek anlamında iş insanı Bülent Özülkü… ***
Bu kişi elbette bir ikon olan RAMAZAN AĞAR’dır. Kartvizitinde TÜRKİYE YOL-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI VE TÜRK-İŞ GENEL MALİ SEKRETERİ diye bir unvan yazar.
Onun ne kadar çok dua aldığını bilseniz… Ne çok hayır işlediğini. Hele hiç Adana’sından kopmuyor. Neden anlatıyorum… İyi dinleyin. *** Demet Sarı göreve başlarken kendisine yakın bulduğu, güvendiği ismi atadı. Mehmet Sıddık Gülşen Hepiniz biliyorsunuz. Özel şirketi var ama Devlet deneyimi yok. Danışmanında acemilik vardı. Mesela kendisinden randevu isteyenlerin kim olduğunu araştırma zahmetine girmedi. Türkiye’nin sayılı Sendika Genel Başkanı ve Türk İş’te 5 kişiden biri olan, Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Adanalı Ramazan Ağar’a bir randevu veremedi. Herkes gibi hayırlı olsuna gidecekti. Bu kişi başbakanlarla, bakanlar görüşen biri… Şimdi Başbakan Yıldırım ile yakın dostluğu var buna ne buyrulur? *** Meclise gittim, Tamer Dağlı beni misafir etti, mecliste birlikte yemek yedik. O gün Dağlı, Özdiş varlı, Ağar, Özel kalemi daha birkaç isimle görüşmüştüm. Mecliste Demet Sarı’yı gördüm, “Üçte makamımda olacam gel” dedi. Öğle yemeğini Tamer Dağlı ile yedikten sonra, bizzat beni Mersedesiyle Çevre ve Şehirciliğik Bakanlığına gönderdi. Saat üç gibi makamına geldim, özel kalemi beni görüştürmek istemedi.
*** Makamına girdiğimde, biraz sohbetten sonra, bilgisayarımı açıp sorular sordum, o da cevapladı. Basın danışmanlığını yürüten Sevim Taşdelen huzursuzdu. Röportaj bittiğinde, ben ki Demet Sarı temayül yoklama sına girerken, bütün ilçe başkanlarını aramış ve bu kadın adaya mutlaka bir oyunuzu verin demiştim. *** Ağar’ın Danışmanı olarak bizzat ben randevu talep ettim. Ramazan Ağar’ın telefonunu verdim. “Arayın Demet Hanım” dedim. Birden irkildi, büyüklendi. “Sen ne yaptın ben koskoca bir bakanım, uygun olmaz. Sonra ararım” dedi. Bu tavrına bir anlam veremedim. Bilmiyordu karşısındaki sorularıyla ünlü, yol yordam, devlet işleyişini bilen Fatoş Tekbaş’ın 25 yıllık gazeteci olduğunu...(Yıl 2016) 1996 Yılında İmren Aykut’la görüşen tek gazeteciydim, onun aracına binen, odasına çıkan tek gazeteci yine bendim. Bunun şahidi Cengiz Dinçer’dir. Devlet Bakanı Ersin Koçak‘ın makamına çıkıp kitaplarını veren, 1991 yılında mecliste 400 adet kitabımı satan, ilk büyük parayı o zaman görmüştüm. (1 milyon) Mestu Yılmaz’a Tansu Çiller’e, Demirel’e, Ecevit’e, Karayalçın’a, Baykal’a, Bülent Arınç’a, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve Erkan Mumcu’ya soru sormuş bir gazeteciydim. Valilik çıkışı 2004 yılında Tayyip Erdoğan’a... *** İçimden güldüm. Bakanın acemiliğine verdim. Bilmeden o cümleyi kullanmış olmayıdı. *** Recep Tayyip Erdoğan kendine uzatılan bütün telefonlarla herkesle halen görüşüyor, halkla buluşuyor. Belkide onu büyük kılan özelliği bu olsa gerek! *** Hükümetin acil eylem planı vardı ama, Sarı’nın eylem planı yoktu. En büyük hatalarından biri buydu. Adana’da kadın kuruluşlarıyla ve kadın gazetecilerle bir araya gelemedi. Yerel gazeteler 6 ay boyunca haberlerini girdi, onlara ne reklam verdi, ne abone oldu? Julide Sarıeroğlu’da pozitif ayrımcılık yapıp bir gün olsun kadın gazetecilerle bir araya gelmedi. Ak Parti’nin düzenlediği Danışma Meclisi toplantılarına, OSB’de cami açılışına ve MÜSİAD gecesine katıldı. *** 9 Şubat 2016 günü Ankara’ya gittim, Sayın Bakanla 15 dakika süren bir röportaja imza attım. Ayrıca; iki Sendika Genel Başkanı, Üç milletvekili, bir Özel Kalem Müdürü ile röportajlar yapmıştım. *** YAYINLANMAYAN RÖPORTAJ Bakan Sarı beni iyi karşıladı. Çayı yarım yamalak içtim. Sarı ne kadar mütevazi ise, Danışmanı Sevim Taşdelen bir o kadar sert ve katı bir gazeteci idi. Benden rahatsız olmuştu. Röportajı neden yayımlamadım. Sıcak sorular sormuş, sıcak cevaplar almıştım. Soruları verdim, cevaplayıp bana döneceklerini söylediler. Ama verdiği cevapların notunu çoktan almıştım ben.
“Biz aslında yerel gazetelere röportaj vermiyoruz. Gündemimizde yerel gazeteler yok” Dedi. Ben: “Ne konuştuğunuzun farkında mısınız, sayın Bakan bana röportajı verdi” dediğimde… “Hayır vermedi, siz öyle sanıyorsunuz. Sizinle sohbet etti” diye beni yalanlamaya çalıştı. “O zaman bana verdiği şekli ile giriyorum. Siz yerel basından uzak tutamazsınız. O bir gün Adana’ya dönecek, siyaset yapacak, yerel basını küçümseyemezsiniz” dediğimde de, iki gün sonra bana röportaj ı attı ve “Hiç değişiklik istemiyoruz, kelimesine dokunmayacaksınız, aynen böyle yayımlayacaksınız” diye de not düşmüştü. Tek taraflı yapılmış soğuk işlevsiz bir yazılı metindi ve ben yayımlamadım. Bütün röportajlarım günlük gazetelerde yayımlandı. “İlk röportajı Doruk Gazetesi Sahibi Fatoş Tekbaş yaptı diye manşet atabilirdik” Ama yapmadık. Ne yazık ki bakan erken döndü ve balayı bitti. Bakanlığı 6 ay sürdü. *** Fatma Güldemet Sarı şimdi biraz zor yerel gazetelerde haber olur, ya bir göreve getirilir, veya haberlik malzeme çıkarır. Orada ağırlığını koyamadı. Sonsuza kadar o makamda kalacağını sandı, değerlendiremedi.
Şimdi kendi nerede, Ramazan Ağar nerede? Buradan alınacak epeyce ders var. Size kısa bir öykü.. Nasrettin hoca bir düğüne gitmiş, kılığı düzgün değilmiş… İçeri sokmamışlar. Dönmüş padişahlar gibi giyinip gitmiş, kapıda bir karışlamalar, bir karşılamalar, sormayın gitsin… Yemek yerken, kendi kendine Kaftanın bir ucunu alıp yemeğe sokmuş.. "Ye kürküm ye, bu yemek sana" demiş. *** Bazı isimler vardır oturduğu makama güç verir… Bazı insanlar vardır makamdan güç alır. Fatma Güldemet Sarı ve bazı isimler o koltuklardan güç aldılar ve silinip gittiler. O yüzden bugünkü üstünlüğünüze bakmayın, Suyun akışı karar verir, biraz da siz araştırın okuyun.
Adaletli olun. Nereden geldiğinizi ve nereye gideceğinizi kesinlikle unatmayın. Not: Fotoğraflara dikkatli bakın, hiç öyle sohbete gitmiş bir havam var mı benim… Bir gazeteci olarak kendisine çok destek vermişliğim var.
|
||
|
||
Etiketler: SARI, NEREDE,, AĞAR, NEREDE?, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.