RÖPORTAJ: Fatoş TEKBAŞ
Heyecanlı, kararlı, iddialı, cesur ve samimi. Halkla birlikte yürü -yor. Amatör ve profesyonel sporculara desteğin yanı sıra STK’la önem veriyor. Kapısı her daim açık. Yüreğir’i Ada na’nın arka bahçesinden çıka rıp, otoban yoluna atıyor! Yerinde dönüştürmeye kararlı! Sancılı da olsa elini taşın altına koyuyor. Bütün kurumları harekete geçirerek, Adana tarihinin en büyük imar kararını alırken, yine Adana’nın en büyük toplu konut inşasına imza atıyor. Yüreğir topraklarının her santimetre karesine değer katıyor. Düzenli, planlı ve imarlı bir şehir olacak olan Yüreğir’in Adana’nın gözbebeği olacak! Seyhan, Çukurova ve Sarıçam ilçelerinin Yüreğir’e gıpta ile bakacağını kaydediyor. Oy vermiş, vermemiş tüm mahallelere eşit hizmet götürdüğünü sözlerine ekliyor, çocukla çocuk, büyükle büyük oluyor. Hep sahalarda.
Gelmiş ve geçmiş ilçe belediye başkanlarını unuttun, AK Parti’nin merkezdeki tek başkanı… Halk desteği ve merkezi hükümet arkasında. ABD’de Martin Luther King’in “Benim bir hayalim var” diyerek siyahilere öncülük etmişti. Şimdi aynı mottoyla yola çıkmış, dün ile yarın arasında bocalayan Yüreğir’i çekip çevirmeye kararlı tek başkan Fatih Mehmet Kocaispir. Gelecekte Adana’nın merkezinin Yüreğir olacağını söyleyecek kadar da iddialı. Bütün büyük yatırımlar Yüreğir’de olunca, söylediklerinde ne kadar haklı olduğunu söyleşide okuyabilirsiniz.
Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Kocaispir, sanki dün göreve gelmiş gibi heyecanını koruyor. Yaptığı hizmetleri anlatırken gözlerinin içi parlıyor. Yüreğir’in hep Adana’nın arka bahçesi olarak görüldüğünü, ama çok yakın bir gelecekte, Adana’nın parmakla gösterdiği merkezi bir yer olacağının altını özenle çiziyor. Yüreğirli gençlere ve kadınlara çok önem veriyor. Hizmetlerin de insan odaklı olmasına dikkat ediyor. Herkese ama herkese ulaşmaya çalışıyor. Bütün çalışma saatlerinde hep Yüreğir halkının yanında olduğunu, onların sofralarına oturduğunu, namazlarda birlikte saf tuttuğunu gururla söylemekten kaçınmıyor.
Yüreğir’i dönüştürmek için bütün mesaisini harcamaya hazır. Elinde sihirli bir değnek olmadığını ama bir tohum ektiğini, Yüreğir’inin öz güvenini kazanması için çaba sarf ettiğini, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını, Yüreğir halkının ikinci sınıf vatandaş olmadığını, Adana’nın hiçbir zaman arka bahçesi olmayacaklarını, etnik köken ayrımı yapmadığını, Çukurova’ya ve Seyhan’a bakmamaları gerektiğini, ‘Onlar bize baksınlar’, diyerek vurgulayan bir belediye başkanı Fatih Mehmet Kocaispir. Hükümetin, devletin, ilgili bakanların, Adana milletvekillerinin bu konuda kendisine destek verdiklerini, Yüreğir’in bazı mahallelerinde kentsel değişim ve dönüşüm için düğmeye basıldığını, bin konutluk devasa kentsel dönüşüm için harekete geçildiğini, kazmanın yakında vurulacağını müjdesini de veriyor.
Başkan Kocaispir rutin belediyecilik hizmetleri olan yol ve bina yapmanın dışında, asıl hedeflerinin insana yatırım olduğunu kaydediyor. “Böylece gençleri ve kadınları hizmet anlayışımızın merkezine koyuyoruz.” Bu nedenle Yüreğir kültür evlerinin sayısını arttırdıklarını, Halk Eğitim’le iş birliğine girerek meslek kursları açtıklarını, mahalle aralarına butik kütüphaneler ve yine mahalle aralarına yazlık sinema götürerek patlamış mısır ve gazoz ikram ederek nostalji yaşattıklarını, kadınların mutlu olması ve kendi ayaklarının üzerinde durması için tüm belediyenin olanaklarını seferber ettiklerini, ayrıca ünlü isimleri getirerek Yüreğir halkıyla buluşturduklarını söyledi. Yüreğir Belediyesi olarak Adana’da kültürel anlamda hep ilkleri yaşattıklarını kaydetti.
Sosyal ve kültürel belediyecilikte iddialı olduklarını, özel Çölyak hastalarını, yardıma muhtaç ailelere gıda kolilerini, şehit gazi ve yakınlarına Adana’nın tüm sınırları dahilinde her türlü desteği sağladıklarını kaydediyor. Bu hizmetleri ibadet aşkıyla yaptığının, bir inanç meselesi olduğunun da özenle altını çiziyor. Tek hedeflerinin çağdaş, gelişmiş Yüreğir’i Adana’nın gündemine taşımak olduğunu vurguluyor. Millet Bahçesi’ndeki Ters Ev’in Adana dahil, çevre illerden ziyaretçi akınına uğradığını söylerken, özelikle çocuklara trafik eğitimi vermek için harekete geçtiklerini, bunun için Milli Eğitim ve Emniyet ile protokol aşamasına geldiklerini kaydederek, trafik eğitiminin zorunlu bir ders olması gerektiğine vurgu yapıyor.
Conolar sorusunu sorduğumda Başkan biraz geriliyor. “Hayır onlara Conolar demeyelim, başka şeyler çağrıştırıyor. Onlar Roman vatandaşı, yani Teber.” Her toplumda kriminal şahısların olabileceğini kaydederek, “Hakikaten onlar bu ülkenin eşit, özgür birer vatandaşıdır. Onlarla çok mutluyum” diyerek, her zaman sofralarına oturduğunu, güzel dostluklar edindiğinin altını özenle çiziyor. “Belki Roman kardeşlerimin kültürlerini yaşatmak için ayrı bir mahalle oluşturulabilir, bu düşünülebilir. Ayrıca bu kültür tanıtımında da gelir elde edebilirler.” diyerek hassasiyetini ortaya koyuyor. İnsanların gönlüne girmeye talip olduğunu, kadere iman ettiğini söyleyecek kadar cesur bir Başkan Kocaispir… Aynı zamanda iyi bir hatip olduğu kadar, bir feylesof diyebiliriz.
DORUK: Başkan Fatih Mehmet Kocaispir olarak 4’üncü yılınıza girmeye ramak var, bu süreçte ne gibi hizmetler yaptınız? Ana başlıklarıyla alalım.
KOCAİSPİR: Belediye başkan adayı olduğumda bir tanıtım toplantısı düzenlemiştim. O toplantıda üç başlıkta belediye hizmeti yürütmek istediğimi kamuoyuyla paylaşmıştım. Birincisi sosyal belediyeciliği, ikincisi proje ve eser belediyeciliği, üçüncüsü de gönül belediyeciliği demiştim.
Geniş bir katılımla Yüreğir Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdik. Şunu söylemiştim orada: “İnşallah görev süremin sonuna geldiğimizde, tekrar sizinle bir araya gelmeyi, yaptıklarımızı paylaşmayı, verdiğim sözleri bir bir yerine getirmeyi, belediye başkan adayı olarak bugün konuştuğum, söylediğim, ortaya koyduğum bütün iddiaları tamamlamış olarak, alnımın akıyla sizlerle paylaşmayı ümit ediyorum.”
Geldiğimiz noktada 3,5 yıl geride kaldı. Siyasette zaman çok hızlı akar. Bazı handikaplarımız oldu.
Örneğin, insanlık tarihinin yüz yılda bir gördüğü, pandemi salgın belası bütün dünyayı kasıp kavurdu. Yaklaşık 2 yıl insanlık alemi içine kapandı. Zor bir süreç oldu. Bütün kurumlar gibi belediyeler de negatif etkilendi. Bunu bir mazeret olarak değil, bir tespit olarak söylüyorum. Allah’ın izniyle geride bıraktığımız 4 yıl içerisinde Yüreğir’de başarmak istediğimiz veya ulaşmak istediğimiz hedeflerimize çok büyük oranda ulaşmış olmanın gururunu yaşıyorum.
KOCAİSPİR: Birincisi, proje ve eser belediyeciliği önemli… Bizim proje ve eserden kastımız şu oldu: İnsanların hayatını kolaylaştıran, özellikle gençleri ve kadınları sosyal hayata çeken, mahallelerimizin günlük ihtiyaçlarını karşılayacak fonksiyonel binalar ve yapılar yapmayı bir hedef olarak belirledik. Takdir edersiniz ki belediyeler için beton yapmak zor değil, her belediye gibi biz de çok rahat bir şekilde yeni binalar yapabiliriz. Biz insana yatırım yapmayı, binaya yapmaktan daha elzem gördük. Bu kapsamda birçok mahallemizde o mahallemizin günlük sosyal ihtiyaçlarını görecek, çok amaçlı mahalle evleri yaptık. Bir kısmı açıldı, bir kısmı açılmak üzere. Bu sabah da bu yerlerde incelemelerde bulundum, bitmek üzere.
Çok büyük ses getirdi. O mahallerde ihtiyaçlar görüldü. Mahalle kütüphaneleri yaptık, butik ölçekli. Gençlerimiz ve kadınlarımız faydalanıyor. Yüreğir büyük ve geniş bir ilçe. Geniş bir alan. Büyük mahallelerimiz var. İnsanlar belli noktalara gelmekte zorlanıyorlar, o yüzden kütüphaneler yaptık.
DORUK: Başkanım ben sormadan siz hepsini aktarıyorsunuz maşallah. Sosyal aktivitelere çığır açtığınızı ve önem verdiğinizi biliyorum, tüm yaz, yazlık sinema, gazoz ve patlamış mısır ikram ettiniz. İlgi var mıydı? Kültür evleriniz harika el sanatları üretiyor. Fuarda cam sanatı ayrı bir ilgi çekti…
KOCAİSPİR: Ben devam edeyim, siz içinden seçin Fatoş Hanım. Dediğim gibi tüm Adana’nın gıptayla baktığı çok amaçlı spor tesisleri yaptık.
Örneğin; 2 tane spor salonu yaptık. Adana’da bunu son dönemde yapan biziz. Allaha şükür. Bir tanesi PTT Evleri, diğeri Akdeniz Mahallesi’nde olmak üzere Adana’ya ve Yüreğir’imize 2 tane gerçekten pırıl pırıl spor salonu kazandırdık. Bunun yanında Kışla Mahallesi’nde yaz kış kullanılabilen çok keyifli modern bir yüzme havuz yaptık.
Bunun yanında iki tane çok güzel gençlik merkezi yapık.
Biri 19 Mayıs Mahallesi, diğeri Cumhuriyet Mahallesi’nde. Bahsettiğimiz mahalleler dezavantajlı mahalleler.
10 tane semt sahası yaptık. Yüreğir’in değişik mahallelerinde. Ertuğrul Gazi Spor Kompleksi dahil, kesintisiz 12 ay boyunca spor devam ediyor. Gururla söylüyorum. Gençlerin çocukların spor tesislerimizden faydalandığını görebilirsiniz.
Kadın etkinlik merkezleri yaptık. Sadece kadınlarımız faydalanabiliyor, orada sosyalleşebiliyorlar.
Hepimizin bildiği gibi kadın bir toplumun direğidir. Kadın mutluysa evde insanlar mutludur. Kadın ayakta ise aileler ayaktadır. Ve o nedenle kadının sosyal hayata, ekonomiye katılımını çok önemsedik.
Yüreğir’de 10 kültür merkezinde Halk Eğitim ile iş birliği halinde, usta öğreticilerimiz nezaretinde meslek kursları açtık. Kadınlarımız hem meslek sahibi oluyor hem de sosyalleşiyorlar.
Bunun dışında sosyal girişimcilik merkezi açtık.
Adana’da bir ilktir.
4 üniteden oluşuyor.
1-Tekstil Atölyesi, 2-Tasarım Atölyesi, 3-Seramik Atölyesi, 4-Mukfak Atölyesi
Yani 4 temel meslek kazandırdık. Onlara sertifika veriyoruz. O sertifikalarla iş yeri açıyorlar.
KOSGEB diyor ki, “Madem siz bu sertifikaları aldınız. Ekonomik faaliyetle bulunabilmeniz için, size uygun şartlarda faizsiz kredi verelim” diyor. Ziraat Bankası uzun vadeli kredi veriyor. Ekonomik hayata katılımlarını sağlıyoruz. Hem kadın ayakları üzerinde duruyor hem katma değer sağlıyor hem de mutfak bütçelerine büyük katkılar sağlıyor.
Kadın kooperatiflerinin üretime katılması için yeni bir model geliştirdik. Millet Bahçemizin içinde yöresel el sanatları merkezi kurduk. Faaliyete geçiyor. Kadın üretim kooperatifleri ve yöresel el sanatları merkezinde, kadınların kendi ürettikleri ürünleri satmaları ve pazarlayabilmeleri için alanlar oluşturduk. Binayı ve ofisi verdik. Tefrişatını yaptık. Hiçbir şey istemiyoruz. Diyoruz ki kadın üretim kooperatiflerine buyurun gelin, 6 tane ofisimiz var, birer tane vereceğiz. Tabi ki önceliğimiz Yüreğirli kadınlarımız.
Ciddi bir katkı, ciddi bir ekonomi. Ekonomik kazancı Adana’ya da yansıtıyoruz.
Gençlerimizin sportif faaliyetlerinin yanında eğitim faaliyetlerine de katılmaları için, burada tırnak açıyorum. (Pandemi sürecinde biraz ara verdik.) Ders çalışabilmeleri için tekrar belli yerlerde etüt merkezleri açıyoruz. Yüreğir’i tanımaları için gezi turları düzenliyoruz. Sosyalleşerek enterge olmalarını istiyoruz. Gençlerin kendilerini iyi hmelerini istiyoruz. Adana’mızın sosyal kültürel, turistik değerleriyle tanıştırıyoruz onları.
Böylece gençleri ve kadınları hizmet anlayışımızın merkezine koyuyoruz. Bu kapsamda yine gençlerin ve kadınların sosyal kültürel gelişimleri için, birçok seminer, konferans, eğitim modülleri üzerinden onlara ulaşıyoruz. Sosyal belediyecilik üzerine biz iddialı bir belediyeyiz.
İzin verirseniz sosyal yardım müdürlüğümüzün faaliyetlerine gireyim. Sosyal yardım müdürlüğü olarak da biz, ihtiyaç sahibi ailelere gıda kolisinden tutun, evde bakım hizmetlerine kadar, evde biz yaşlılarımızın ve hastalarımızın kişisel bakımlarını yapıyoruz. Onların tıraşlarını yapıyoruz, saç tıraşı yapıyoruz evlerinde. Öz bakımlarını yapıyoruz, siz söyleyin, ev temizliği, pansuman, rutin bakımlarını yapıyoruz, hasta bezi veriyoruz. Özellikle Çölyak hastaları özel beslenirler. Onları Yüreğir’de tespit ettik. Hepsine aylık düzenli olarak glütensiz gıda paketi desteği veriyoruz. Çok önemli, ulaşılması zor ürünler bunlar. Ürünler pahalıdır. Kadınlarımız öz bakım yapsınlar diye hijen paketi desteği veriyoruz. Özellikle şehit ve gazi evimiz faal. Sadece Yüreğir değil, tüm Adana’daki şehit ve gazi yakınlarımız, hepsi bizde kayıtlı. Hepsiyle çok yakinen bire bir ilgileniriz. Düşünün ki, günlük marketten ihtiyaçlarını alacak kadar onlara yakınız biz. Onları asla yalnız bırakmayız. Her türlü hizmetlerinde emrindeyiz. Bu konuyla ilgili özel bir ekibimiz var. Tufanbeyli’nin ücra bir köyünden tutun, Çukurova’nın Güzelyalı’sındaki şehit yakınlarımıza kadar. Bu konuda hassasiyetim var, Yüreğir diye bir sınır koymuyoruz.
Çünkü şehit ve gazi yakınları önce Cenab-ı Allah’a, sonra bize emanet, biz öyle gördük. Biz onların hizmetlerini görmede kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bunu bir ibadet aşkıyla yapıyoruz. Bunu bir vatan borcu olarak görüyoruz.
Bunun yanında Yüreğir’de öz güveni artıracak şeyler yapmak istiyoruz. Yüreğir’i Adana’nın gündemine taşımak istiyoruz. Belki takip etmişsinizdir. Yüreğir Millet Bahçesi’nde Ters Ev yaptık. Çok ses getirdi. Çok keyifli oldu, çocuklar bayılıyorlar. Sadece Yüreğir değil, Seyhan, Çukurova, Sarıçam, hatta çevre illerden gelenler oluyor ve gelenler hatıra fotoğrafı çektiriyorlar. Sembolik bir giriş ücreti var. Bazıları soruyor, yahu başkanım buna niye para harcadınız diye. Harcadığımız para belli. Kendi kendini amorti etti bile. 600 veya 700 bin liraya mal oldu, biz onu misliyle çıkardık. Aslolan Yüreğir’de görülebilecek bir yerin olması. Tüm çevredeki insanlara göstermekti, bunu da başardık.
Açık konuşalım Yüreğir hep Adana’nın arka bahçesi olarak görüldü. Ama öyle değil, olmamalı. Olmasın diye çabalıyoruz. Trafik eğitim parkının ihale aşamasındayız, yine Adana’da ilk olacak mesela. Emniyet Müdürlüğü ile protokol yapacağız. Okul çağındaki tüm çocuklarımıza canlı, somut trafik eğitimi vereceğiz.
TEKBAŞ: Aslında ders olarak verilmeli.
KOCAİSPİR: Kesinlikle.
Milli Eğitim Müdürü, İl Emniyet Müdürümüz ile ortak protokol yapacağız. Emniyetin desteği ile, İl Milli Eğitim’de tüm çocukların, hatta lise çağındaki çocukların bu eğitimden geçmesi gerekiyor. Üstelik uygulamalı olarak.
Hatta bu dersleri ilkokuldan başlatmalı…Trafik kazlarının önüne kökten eğitim verilerek geçilebilir. Avrupa’da bu tür kazalar yok denecek kadar az. Buna biz çok önem veriyoruz. Bunu hemen uygulamaya koymanın heyecanını yaşıyorum.
Yüreğir’de biz bir şey daha başardık kentsel dönüşümle ilgili. Hükümetimizin ve devletimizin desteği ile Yüreğir’de artık bir şeyler başlatmak gerektiğine inandık göreve geldiğimizde.
Bugün çok şükür hakkını teslim edelim, milletvekillerimiz, Sayın Julide Sarıeroğlu Bakanımız, Ömer Çelik Bakanımız, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum’un destek ve katkıları çok kıymetli… Onların bize aktardığı enerji ile çok şükür Şehit Erkut Akbay Mahallesi’nde yıkım bitmek üzere, orada yaklaşık bin konutluk Adana’nın en büyük kentsel dönüşümlerinden bir tanesini yapıyoruz.
Çok şükür yıkımları bitirme aşamasına geldik.
DORUK: Etkinliklerinizle de Adana gündeminden hiç düşmediniz?
KOCAİSPİR: Arabada sinema etkinliği yaptık. İlber Ortaylı’yı getirdik. Hayati İnanç’ı getirdik. Mustafa Karataş Hocayı getirdik. Gelecek yaz da etkinlikler olacak, İlber hocama yaklaşık 5 bin kişi geldi. Yaptığımız tek şey bir mesaj atmak oldu. Bir de sosyal medyadan paylaştık. Arabada Sinema Günleri düzenledik Millet Bahçesi’nde. Fenomen oldu. İnanılmaz bir talep var. Mahallelerde sinema etkinliği yapıyoruz. Mahallelere gidip ekranlarımızı kuruyoruz, bilirsiniz Adana’da sinema kültürü çok meşhurdur. Kuruyoruz ekranımızı, sandalyelerimizi diziyoruz, eski ortam, önce Karagöz-Hacivat çıkıyor çocukları eğlendiriyor. Sinemamızı oynatıyoruz o esnada misafirlerimize patlamış mısır, gazoz ikram ediyoruz, çok keyifli oluyor. Nostalji yaşıyoruz. Bu konuda Adana’nın ilk ve tek belediyesiyiz diyebilirim.
Dolaysıyla sosyal ve kültürel belediyecilikte de iddialıyız. Sanat belediyeciliğinde, kültür belediyeciliğinde çok sayıda seminere ev sahipliği yaptık. Adana’da sanatın ve kültürün kalbinin attığı merkezlerden biri de Yüreğir Belediyesi Kültürevleri’dir. Bunu devam ettirmeyi düşünüyoruz.
DORUK: Yüreğir ilçesinin bir handikapı var, Conolar diye tabir ettiğimiz… Kentsel dönüşümde bu insanları nereye yerleştirmeyi düşünüyorsunuz? Naçizane bir fikrim var; mahalle aralarına değil de onlara özel bir semt oluşturulamaz mı? Takip ve güvenlik olarak daha kolay kontrol edilir diye düşünüyorum.
KOCAİSPİR: Burada size katılmıyorum Fatoş abla, niye katılmıyorum biliyor musun, ben bu konularda çok hassasım. İnancım gereği, insanların ötekileştirilmemesi kanaatindeyim. Bir grup olarak, klikleştirmek, kitle olarak, bir cemaat ve cemiyet olarak ötekileştirilmesine -size cevap gibi algılamayın lütfen ben genel görüşümü söylüyorum- toplumdan ayrıştırılmalarına karşıyım. Her toplumda her cemaatte kriminal tipler oldu ve olmaya devam edecek.
Haa şunu diyebilirsiniz, Cono demeyelim. Cono çok yanlış çağrışımlar yapıyor, Yüreğir için konuşayım, Roman vatandaşlarımız, Teber vatandaşlarımız daha doğru bir tanım…
Ben bunların hepsiyle yakın temas halindeyim. Hepsiyle görüşüyorum, evlerine gidiyorum, sofralarına oturuyorum. Yakın temastayız, görüşüyoruz, konuşuyoruz. Onların içinde öylesine güzel insanlar tanıdım ki, vatanını seven, memleketini seven, dürüst, namuslu, işinde gücünde olan… Elbette kriminal tipler de var. Her yerde olduğu gibi, o sebeple, o kültür çok değerli bir kültür. Roman kültürü için, bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Sosyal Politikalar Başkanımız Jülide Sarıeroğlu’nun yürüttüğü bir faaliyet var orada. İzmir Milletvekili Cemal Bekle var. Cemal Bey de Roman kökenli bir milletvekilimiz. Sağ olsun kendisiyle zaman zaman konuşuruz. Yüreğir Belediyesi’nden bir kardeşimizi, Sayın Valimize Roman vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgilensinler diye danışman olarak atadık.
Fahri bir görev tabi. Hem buradaki işini yapıyor hem oradaki görevini yürütüyor.

Aslanda biz şunu yapmalıyız, bu insanların çok özel bir kültürü var. Bu kültür yaşamalı. Bu kültür bu ülkenin zenginliği. Onlar da bizim gibi bu ülkenin eşit birer birey ve vatandaşı. Onlara hizmet götürmek de boynumuzun borcu. Orada eğer kriminal kişiler varsa onlar için zaten devletimiz gereğini yapıyor. Biz belediye olarak Roman vatandaşlarımızın, Teber vatandaşlarımızın ve diğer hemşerilerimizin hizmetlerini görmeye kendimizi amade etmişiz. Onlarla yakın temas halindeyiz. Onların kültürlerini yaşatma konusunda biz de taşın altına elimizi koyuyoruz.
Dediğiniz de mümkün bence güzel bir fikir. Belli bir mahallede onların kendi kültürlerini yaşatacak bir ortam da olabilir, bununla ilgili devlet büyükleriyle istişare edilebilir.
Hakikaten onlar bu ülkenin eşit özgür birer birey ve vatandaşıdır. Onlarla birlikte yaşadığım için de son derece mutluyum bunu da açık yüreklilikle söylemek istiyorum. Onlar ülkemizin zenginliği ve bir gerçeğidir.
Yüreğir’de herkesin bildiği gibi uyuşturucuyla ilgili sıkıntılar var. Bu Türkiye’nin genel bir sıkıntısı. Yüreğir bir geçiş noktası olduğu için biz canımız yanarak bunu takip ediyor ve biliyoruz. Bu kapsamda suçlu ve kriminal tiplerle mücadele etme noktasında Emniyetle, Devletimizle, Jandarmamızla, Adliye Teşkilatlarıyla, Belediyelerimiz el ele iş birliği halinde daha huzurlu bir yaşam için Yüreğir’de çalışıyoruz.
DORUK: Başkanım Yüreğir’de gelişmişlik ve geri kalmışlık arasında bir uçurum söz konusu. Güney’inde tarım arazileri, kuzeyinde üniversite, doğusunda sarıçam, batısında ise Seyhan nehri var? Ne yazık ki güneyde verimli tarım arazileri üzerinde binalar yükseliyor.
KOCAİSPİR: Yüreğir gelişme potansiyeli bakımından, saha genişlemesi bakımından, olumsuz bir durum söz konusu, biz genişleyerek gelişemeyiz. Biz anca kendi bulunduğumuz yerde yenilenerek gelişebiliriz. Tespitiniz doğru.
Batımız Seyhan Nehri, doğumuz Sarıçam ilçesi, güneyimiz dünyanın en verimli toprakları, kuzeyimiz baraj ve üniversite.
Biz tarım alanlarını imara açılmasına şiddetle karşıyız. Bu konuda net bir duruşumuz var. Ben belediye başkanı olduğum sürece biz asla ovada yeni bir tarım alanının imara açılmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu çok net ve açık bir tavırdır.
Koza, Yeşilbağlar, Bahçelievler bizim güneyde merkeze yakın son mahallelerimiz. Havutlu, Doğankent, Yunusoğlu var. Orada geçmişten gelen imarla ilgili izinler var, biliyorsunuz belde veya köydü. Şimdi orada da yeni imar alanlarına müsaade etmiyoruz. Bunu söylerken, açıkça şunu ortaya koymak gerekir mi?
Maalesef kaçak yapılaşma bir şekilde yolunu bulup tarım alanlarında ilerliyor. Üzülerek söylüyorum, biz bunu sıfırlayamadık. Sıfırlayabildik desek doğru bir şey söylemiş olmayız. Fakat bu konuda çok kararlı olduğumuzu, şunu açık yüreklilikle hemşerilerimize ve vatandaşlarımıza söylüyorum. Arkadaş sen kaçak inşaat yapabilirsin bu senin iradende, ama ben asla buna müsaade etmem, hakkında yasal işlem yaparım, insani en temel ihtiyaçlar olan elektrik, doğalgaz, su gibi aboneliklerde sana uygun görüş bildirmem. Şartlar oluştuğunda yıkarım. Hakkında suç duyurusunda bulunur, yasa ne diyorsa onu uygularım. Biz kurumlarız, devlet daireleriyiz. Biz yasal çerçeveler içinde hareket etmek zorundayız.
Geriye ne kalıyor, yerinden kendini yenileyerek dönüşmek imkanı arıyoruz.
DORUK: Kışla Mahallesi ve Şehit Erkut Akbay Mahallesi sizin için neden önemli?
KOCAİSPİR: Yoo, benim için bütün mahallelerim çok önemli, hepsiyle ilgileniyorum. 19 Mayıs Mahallesi’ne belki 40 defa gitmişimdir. (Tabi bu sırada tatlı tatlı gülüşmeler… Şehmus Baysal devreye girerek
“Kabahat bizde başkan, haberleri bu yönde yapıyoruz, Fatoş Hanım bunu kastediyor olmalı.)

KOCAİSPİR: Şunu açık yüreklilikle söyleyeyim, o kadar keyif alıyorum ki, çok yoruluyorum, zor bir şey. Belediye başkanlığına hangi açıdan baktığınıza bağlı Fatoş Hanım.
Eğer insanların dertleriyle dertlenmeyi kendinize bir ibadet gibi görmüşseniz, merhamet ve vicdan sahibiyseniz ve gece başınızı yastığa koyduğunuzda; “Arkadaş mümkünse Yüreğir’de hiçbir kimse yatağa aç girmesin” diye kendine dert edinmişseniz, Allah katında kendinizi sorumlu hissediyorsanız, size verilen bu görevlerin, Allah’ın birer nasibi ve ikramı olduğunu ve ateşten bir gömlek giydiğinizi, büyük bir sorumluluk aldığınızı, büyük bir yükümlülük altında olduğunuzu, bunların her birinin hesabını vereceğinize inanıyorsanız, gece rahat uyuyabilir misiniz?
Dolaysıyla ben her yere gidiyorum. Bakın Yüreğir’in 107 mahallesi var. 39’u merkezde, hepsine gidiyorum. Özellikle Cuma namazlarımı takip ederseniz, her mahallede Cuma namazı kılıyorum. Orada bir gündem oluşturuyorum. Yeni bir format mahalle şenlikleri yapıyoruz. Karacaoğlan ve Yenidoğan’da başladık.
Hiçbir ayrım yapmaksızın bütün mahallelerimize gidiyoruz. Bakın çok net söylüyorum, oy almışım almamışım hiç önemli değil.
Ben hukukçu ve siyasetçiyim biliyorsunuz. Gençlik Kolları’ndan gelmeyim. Teşkilatta koordinatörlük yaptım, geçmişte Seyhan ve Büyükşehir’de Belediye Meclis Üyeliği de yaptım. Bu kardeşiniz bir kere bile “Acaba hangi mahalle bana kaç oy vermiş” diye açıp bakmadı. Ben Yüreğir’in belediye başkanıyım, siyasi kimliğimi seçildiğim gün bıraktım. Niye bakmadım ben? Sence bakmam gerekir, özellikle bakmıyorum. Bakarsam ön yargılı olabilirim. Bakmamayı tercih ediyorum. Şeytan benim nefsimi dürter, orada bak şu kadar oy aldın, tahmin ediyorsam da onu aşağıya ittiriyorum, baskılıyorum yani. Bu kadar açık ve net konuşuyorum. Bana oy verip vermediklerini bilmiyorum, ben şuna inanıyorum. Kalplerin sahibi Allah’tır. Bugün sana gönlünü vermeyen, yarın verebilir. Bugün sana çok gönlünü verir, yarın vermeyebilir. O sebeple ben Allah’a inanıyor ve güveniyorum.

DORUK: Gelecekle ilgili bir planınız var mı sayın başkanım?
KOCAİSPİR: Gelecekle ilgili planlarınız var mı? Olaya hangi açıdan baktığınız çok önemli.
1-Maneviyat boyutu var siyaseten, ben inancımı söylüyorum. Yanılabilirim çok romantik bir adam olduğumu düşünülebilir insanlar. 2-Rasyonel boyutu var. Rasyonel boyutu şudur: Siyasetçilerin ayakları yere basacak. Benim ayaklarım her zaman yere basar. Ben her zaman kötüyü satın alırım, ama iyimserimdir. İnançlıyım. Eğer bir şeyi çok ister ve inanırsam benim hakkımda hayırlıysa Cenab-ı Allah’ın bana nasip edeceğine inanırım. Bu sebeple önce üzerime düşeni yaparım. Nedir üzerime düşen? Bana bir görev verilmiş, bu görevin en iyisini yapmak ve insanların gönlüne girmek. Ben diyorum ki, bu görevi iyi yaparsam, insanların gönlüne girebilirsem, kalp kırmazsam, kamusal hizmetleri olabildiğince üst düzeyde yapmaya çabalarsam ondan sonrası Allah’a kalmıştır.
Ben insanların gönlüne girmeye talibim. Ondan sonrasını Allah bilir. Kadere inanırım, bu konuda net bir kaderciyim. Elimden geleni yapıyorum. Çaba gösteriyorum. Allah Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı başımızdan eksik etmesin. 2023’e hazırlanıyoruz.
DORUK: Zeynel Abidin Tekbaş, “Belediyecilik ve Belediye Başkanı siyaset üstü bir yer. Siyasi partilerden seçilirler ama halkın gönlüne girmek çok iyi hizmet etmekten geçiyor. Tabi ki ilk basamak siyasi parti, ama ikinci ve üçüncü defa seçilmek ise belediye başkanının çabasına ve kişiliğine bağlı” diye, başkanı destekleyen bir açıklama geldi.
DORUK: Zeynel beye kesinlikle katılıyorum. 4 siyasetçi tanıdım, Yalçın Akyol, Ömer Topçu, Ömer Bilgin, Aytaç Durak… Bunlar uzun zaman halkın gönlünde yer edinmiş, Adana siyasi tarihine geçmiş isimler.
-Kimisine de Allah nasip etmiyor, diye birkaç isim sıraladı Fatoş Tekbaş.
KOCAİSPİR: O da bir bakış açısı saygı duyuyorum. İşimizi düzgün yapalım yeter.
DORUK: Ben sizin meclisi takip eden tek gazeteciyim diyebilirim. Sizde hır gür, kavga ve patırtı yok. Bunu nasıl başardınız başkanım?
KOCAİSPİR: Tabi ki bunun bir alt yapısı var. 1- Şeffaf ve açık bir belediyeyiz. 2-Meclisteki gündem konularını öncesinde tüm grup başkan vekilleriyle paylaşıyoruz. Onların istişaresine açıyoruz. 3- Meclis toplantılarında herkes istediği gibi, özgürce hakaret etmeden konuşuyor, onları dinliyoruz. Yapıcı eleştirilerini mutlaka dikkate alıyoruz. Örneğin; ben bir konuda meclise, bir maddeyi sevk ediyorum, o meclis bunu komisyona gönderiyor, tarafların katılımıyla komisyonda açık bir tartışma ortamı yaşanıyor.
Zaman zaman değişiyor madde, ortak akıl bulunarak tekrar meclis gündemine geliyor. Örneğin, meclisin oy birliği ile kabul ettiği birkaç maddeyi ben iade ettim mesela. Çünkü arkadaşlarımız iyi niyetle, maddeyi kabul etmişler, fakat usulen kanunen bazı eksiklikler var, onları korumak adına tekrar iade ettim. Bizim talebimiz olduğu halde, usulen onları korumak adına iade ettim. 37 meclis üyemiz var, belediyemizdeki ilgili müdür arkadaşlarıma talimat verdim. Belediye Meclis Üyelerimiz size gelebilirler, hukuka uygun makul taleplerini derhal yerine getireceksiniz açık talimatlarım var.
Onlara burada çok güzel meclis odası yaptık, Yüreğir’e geldiklerinde, meclis üyelerimizin çalıştıkları küçük bir meclis odası vardı, şimdi ferah güzel, geniş bir odaları var. Çayları kahveleri hep hazır.
Problem yok, her şey serbest, istedikleri müdürlüklerden bilgi alabilirler. Bu sebeple kendilerini buraya ait hissediyorlar. Ben asla saygıda kusur etmiyorum. Takip ediyorsun abla. Ben hepsine CHP ve İYİ Parti’deki arkadaşlara saygıda, sevgide kusur etmiyorum. Allah var, onlardan yaşça çok küçük olmama rağmen hepsi de bana çok saygı gösteriyorlar. Benim hukukumu da koruyorlar. Muhalif meclis üyelerimizden benim hakkımda rencide edici hiçbir şey duymadım. Elbette siyaset yapılır. Ben de onların hakkını ve hukukunu koruyorum. Gerek AK Parti’deki gerekse MHP’deki arkadaşlarımın hepsiyle ilişkilerim çok iyi.

DORUK: ABD’de siyahilerin özgürlük sloganı olarak Martin Luther King’in “Benim bir hayalim var” sözü sembol olmuş bir tümce. Meclis takiplerimde Yüreğir’in kentsel dönüşüm sürecinde gözleriniz parlıyor ve heyecanlanıyorsunuz. Yüreğir Adana’nın merkezi olacak diye iddialı konuşuyorsunuz? Şurada 1,5 yılınız bile kalmadı… Bu hayalinizi nasıl gerçekleştirmeyi düşünüyorsunuz?
KOCAİSPİR: Elimde sihirli değnek yok. Ama bir şey yapıyorum. Ben tohum ekiyorum. Yüreğir’in ve Yüreğirlinin öz güven kazanması için çaba gösteriyorum. Yüreğir’de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylüyorum. Ve Yüreğirlileri uyandırıyorum. Çıplak uyarıcıyım. Ey Yüreğirliler, siz Adana’nın ikinci sınıf vatandaşı değilsiniz, arka bahçesi değilsiniz, öte yakası değilsiniz, siz Adana’nın gerçek, eşit yurttaşlarısınız, Kürdüyle, Türküyle, Zazasıyla, Alevisiyle, Sunnisiyle, Arabıyla her türlü etnik kökeniyle Adana’nın en zengin ilçesisiniz. Gözünüzü açın, başınızı kaldırın… “Artık dönüp Seyhan’a bakmayalım, Çukurova’ya bakmayalım. Onlar bize baksınlar” diyorum. Bu konuda iddialıyım. Az önce ifade ettim. 1- Adana’nın şu an tek gerçek dönüşümü Şehit Erkut Akbay Mahallesi’nde devam ediyor. Tam bin konut. Adana’nın en güzel ve modern mahallesi doğacak. Bunda da iddialıyım.
2- Sinanpaşa Mahallesi 16-17 yıldan beri kangren olmuş bir konuydu. Çok şükür son aşamaya getirdik. Allah hükümetimizden, devletimizden, Cumhurbaşkanımızdan razı olsun, hakkını teslim edeceğiz.
3- Çamlıca Mahallesi daha doğrusu Kışla Mahallesi Çamlıca semti 40 yıllık sorun. Selahattin Çolak abinin de sıkıntı yaşadığı ve hep konuşulan sıkıntılardı. Çok şükür biz çözdük. Ruhsat verme aşamasına geldik. Kazım Başer, Kazım Karabekir yani. 1994’ten 2022’ye… 28 yıllık imar sorununu, mülkiyet sorununu çözdük. 2 bin 500 hak sahibi var. Elbette itiraz sahibi 10’nu geçmez.
Herkes hakkına razı oldu. Bugün Allah izin verirse, imar planlarımız çıkmak üzere, ilk ruhsatları verme aşamasındayız. Adana’nın en modern, güzel şık mahallelerinden biri olacak.
Bütün Adana’da kentsel dönüşümlerin yani yerinde dönüşümlerin önünü açacak olan nedir? İmar planlarıdır.
1989 yılından beri ilk defa Yüreğir, bütün ilçeyi kapsayan yeknesak, bütüncül bir imar planına kavuştu. 1/5000’lik imar planlarımızı yaptık. Büyükşehir Belediye Meclis Üyelerimize ve Yüreğir Belediye Meclis Üyelerine hasetten teşekkürlerimi sunuyorum. Hepsinden Allah razı olsun.
1/1000’lik planlarımızı yaptık. Kat yüksekliğini sabitledik. Adana da ilk, Yüreğir’de 1.6 yoğunluklu yerlerde, inşaat yapılabilir parsel büyüklüğünü 3 binden, bin metreye indirdik. Zemin artı 12 kat olarak sınırladık.
2.4 yoğunluklu yerlerde inşaat yapılabilir parsel büyüklüğünü 3 binden bin 500’e indirdik. Ve kat yüksekliğini, zemin artı 16 ile sınırladık.
Yani, birkaç yıl sonra Yüreğir’de yavaş yavaş binalar yükselmeye başladığında biri sekiz katlı, biri on katlı, öbürü 15 katlı binalar görmeyeceksiniz. Ne göreceksiniz, Kayseri gibi, Konya gibi, Gaziantep gibi Avrupa’nın herhangi bir şehri gibi, çekme mesafelerine uyan, park yüksekliklerinin eşit olduğu silueti olan bir kent göreceksiniz.
Artık insanlar Dilberler Sekisi’nden, karşıdan Fuzuli Caddesi’nden, efendim Kız Lisesi’nin oradan baktığında pırıl pırıl kat yükseklikleri eşit olan yeni bir şehir görecekler.
Bu hayal değil, birkaç yıl sonra Allah izin verirse hep birlikte göreceğiz. Ben olurum olmam, ölürüz kalırız onu Allah bilir. Yaşayanlar görecek.
DORUK: Meclis konuşmalarında hep diyorsunuz, birkaç yıl sonra Yüreğir Adana’nın merkezi olacak diyorsunuz, gerçek mi?
KOCAİSPİR: Çok iddialıyım. Evet Adana’nın merkezi birkaç yıl sonra Yüreğir… Adana’nın cazibe merkezi Yüreğir, bunu iddia ederek söylüyorum. Hilton’un karşısı, Sinanpaşa, Adliye’nin çevresi, Kazım Karabekir, Çolak Bulvarı, neresi derseniz deyin.
Kentsel dönüşüm 2 şekilde gerçekleşecek.
Birisi devlet eliyle, sembolik olacak, diğeri müteahhit-vatandaş eliyle dönüşüm gerçekleşecek.
Biz zaten vatandaşlar ve müteahhitler anlaşsınlar diye, bahsettiğimiz alt yapı çalışmalarını yaptık, vatandaşın işini kolaylaştırdık. Bugün dönüşüme hazır hale getirdik. Dediğim gibi gönüllerde bir hoş sada bırakmak derdindeyim, kimler geldi kimler geçti Fatoş abla. Bizler faniyiz. Bu görevlerin hepsi gelip geçici. Bu görevler bittiğinde biz insanların gönül dünyasında hoş bir sada bırakmak istiyoruz. Allah yardımcımız olsun.
DORUK: Hizmet konusunda inancınız tam…
KOCAİSPİR: Önce Allah’a, sonra milletimize güveniyorum. Kendi işimi kendim yapıyorum. Diyorum ki siyaset yapıyorsam, itibarı önce Cenab-ı Allah’tan talep ediyorum. Sonra milletimden talep ediyorum. Çok şükür bugüne kadar halkın içinde olmaktan hiç korkmadım. Her yere giriyorum. Yüreğir’de gecenin 12’sinde Allah’ın izniyle, girip oturamayacağım hiçbir sofra yok. Hiçbir ev yok. Her eve girerim. Her evde otururum ve her yerde Elhamdülillah hiçbir sıkıntım olmadı. El üstünde karşılıyorlar, memnuniyetlerin ifade ediyorlar. Milletime dayanmayan siyaset saman alevi gibi gelip geçmeye mahkumdur. Millete sırtını dayayan siyasetçiler ayakta kalır. Bunun örneklerini görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bu ülkede 20 yıldır başarıyla yönetiyor, milletine güvenerek yönetiyor. Arkasında halk desteği var. Bunun başka örnekleri olduğu gibi dünyada da bunun örnekleri var. Milletle yürüyen siyasetçilerin, başarılarını görüyoruz. Meşrutiyetin kaynağı millettir. Millet size o yetkiyi, o manevi gücü aktardığı takdirde siyasetçi ve başkan ilerleyebilir.
DORUK: Başkanım anlatmak istediğiniz başka şey var mı? Mesela bugünlerde bir projeniz daha ses getirdi. Biyobozunur nedir?
KOCAİSPİR: Biyobozunur Atık Yönetimi projesi aynı zamanda çevre, belediye konusu, gıda atık meselesi gibi son günlerde gündemde. Yaşanabilir çevre maalesef 21. Yüzyıl’ın temel sorunlardan birisi. Temiz gıdaya erişim noktasında sıkıntılar var. Biz bu noktada BİYOBOZUNUR projesi adı altında bir proje başlattık. Çok şükür son aşamaya getirdik. Sebze hallerinden meyve sebze atıklarını ve özellikle ovada dökülen narenciye atıklarını topluyoruz.
DORUK: Başkanım bir nevi gübre mi üretiyorsunuz?
KOCAİSPİR: Şöyle izah edeyim, gübre değil. Şantiyemizde 6 bin metrekarelik bir alanda kompost serim alanı oluşturduk. Biyobozunur tesisi yaptık. Onları getiriyoruz.
Bir yerde topluyoruz. O topladığımız ürünleri Park ve Bahçeler Müdürlüğü’müzden, Orman Bölge Müdürlüğü’nden aldığımız dal atıklarıyla birleştiriyoruz. Onları bir karışımdan geçiriyoruz. Özel makinelerimiz var. Ardından 8 haftalık bir serim süreci oluşuyor. Kurutuyoruz. Belli bir prosesten geçiyor. Yaklaşık 2 ay sürüyor. Sonra bir madde elde ediyoruz. Kompost. Bu kompost ürünü bildiğiniz organik gübre gibi düşünmeyin, kompost toprağımsı bir madde. Ve bu madde -Çukurova Üniversitesi’yle ortaklaşa çalışıyoruz- yaptırdığımız analizlerde yüzde 75 oranında verim arttıyıror. Toprağı rehabilite ediyoruz. Özellikle, yangında zarar gören topraklar için bire bir. Artı ürünü ve verimi yüzde 75 oranda artırdığını bilimsel olarak ortaya koyduk zaten.
Biz şu ana kadar ürettiğimiz ürünleri Çiftçiler Birliği, Ziraat Odası’yla görüşüyoruz, Çukurova Üniversitesi’yle görüşüyoruz, burada yaptığımız çalışmalar neticesinde vatandaşlarımıza dağıtacağız. Biz kendi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’müzde bunun örnek uygulamalarını yaptık. Son derece olumlu bir sonuç elde ettik. İnşallah bunu Türkiye’de gerçekleştiren sayılı belediyelerden bir tanesiyiz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan bir heyet geldi. Geldiler, gördüler, incelediler. Yakın zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir sunum için beni davet ettiler. Biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanımızın güzide eşi Emine Erdoğan Hanımefendi bu konuyla yakından ilgileniyor. Allah nasip ederse biz bunu tüm Adana’da örnek bir hizmet olarak yaymak istiyoruz. Vatandaşlarımıza ve üreticilerimize dağıtacağız.
Bir şey daha var çok önemli, Çukurova Üniversitesi ve Alpaslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’yle iş birliği halinde bir konuda mutabakata vardık.
Manavbank Projesi. Zincir marketlerden alacağımız meyve ve sebzeleri paketleyeceğiz. Üniversitelerde kurduracağımız reyonlarda, hijyenik ortamda ihtiyacı olan öğrenci kardeşlerimizin ücretsiz bir şekilde meyve sebzeye ulaşmalarını sağlayacağız. Protokollerimizi imzaladık. Bunu da Allah nasip ederse çok kısa bir süre sonra uygulamaya koyacağız.
DORUK: Başkanım bu kadar yoğunsunuz, çocuklarınız sizi özlemiyor mu?
KOCAİSPİR: Biliyorsun benim çocuklarım küçük. Ellerinizden öpsün üç tane var. 12, 9 ve 5 yaşındalar.
Geçen gün 9 yaşında olan kızım Zehra, “Baba” dedi, “Sen tekrar belediye başkanı olmak istiyor musun?” dedi. “Nasip kızım, kısmet bu işler” dedim.
Zehra, “İnşallah olmazsın” dedi.
(Başkan burada gülümsüyor.)
Kızıma dönüp şaka yoluyla “Sen dost musun, düşman mısın niye öyle söylüyorsun kızım” dedim.
“Babacığım ben seni çok özlüyorum, ben seni göremiyorum. Eskiden ne güzel sen bizi gezmeye götürüyordun” dedi.
Ben avukatım biliyorsunuz. Beni yakından bilenler bilir, ben ailesine çok düşkün birisiyim.
DORUK: Raziye Hanım eşiniz çok güzel… -Fatoş Hanım bir fıkra anlatıyor. Hep birlikte gülüşüyorlar.-
KOCAİSPİR: Çocuklarım hakikaten benden mustarip, şikayetçiler bu konuda. Allah eşimden razı olsun. O açığı kapatmaya çalışıyor. Biliyorsunuz Raziye Hanım da etkinliklere katılıyor. Programları takip ediyor sağ olsun.
Allah ondan razı olsun, çok sağ olsun. Ben onun her zaman desteğini görüyorum. Siz de bilirsiniz yani, eşin desteği çok kıymetli siyasette. Ailem pek mutlu değil bu siyaset işinden. Ama halkımıza hizmet etmekte beni mutlu kılıyor, huzur buluyorum.
|