Moved Permanently

Tarsus’un tek entelektüel yayını olan Aratos dergisi 107. sayısının kapağını yitirdiğimiz tiyatro sanatçısı ve seslendirmeci Kerim Afşar’a ayırdı.

 Tarsus’ta yayınlanan Aratos felsefe, kültür ve sanat dergisinin 107. sayısı çıktı. Gazeteci Uğur Pişmanlık’ın yayınladığı ve adını Antik Çağ’da yaşamış filozof Tarsuslu Aratos alan derginin, 107. sayısının konu ve yazarları şöyle: Bu Toprakların Aydınlarının Örgütlülüğü Gerekiyor/Sunu (Uğur Pişmanlık), Çizgiyle/Felsefe Karikatürleri, Suyun İçindeki Bademler/Öykü (Cemile Cereb), Karanlığa Yakılan Ateş… (Uğur Pişmanlık), “Ben Ölürsem Sahnelerde Ölürüm” diyen Bir Sanatçı Kerim Afşar’ın Kısa Yaşam Öyküsü,  Yüreğimdeki Ses: Ruhi Su (Müslüm Kabadayı), “Covid-19 Salgınının Sağlık Çalışanları Üzerindeki Etkileri (Semra Özkürkçüler), 2022’nin “Aratos Yılı Olması İçin Görüş Bildiren Yazar, Sanatçı ve Akademisyenler, Antik Dünyanın Kaderini Değiştiren İskender Çukurova’da (Ahmet Ünal).

Aratos dergisi yayın Yönetmeni gazeteci-yazar Uğur Pişmanlık’ın, “Bu toprakların gericiliğe teslim edilmemesi için aydınların örgütlülüğü gerekiyor” başlıklı sunuş yazısında şunları dile getiriyor, “Liselerden binlerce felsefe öğretmenini açığa aldılar. Bilim ve aydınlanmanın merkezleri sayılan üniversitelerden binlerce öğretim üyesi KHK ile açığa alındı. Üniversite kampüslerinin içine cami inşa edildi. İlkokulların derslerine imam sokuldu. Matematik seçmeli, din zorunlu ders oldu. Bir zamanlar bir AKP milletvekilinin, “Neden Üniversitelere, Medrese demiyoruz” diye basında demeci yayınlanmıştı. Yakın zamanda CB Erdoğan “Taliban inancıyla ters bir durumumuz yok” dedi. Kökleri çok daha eskiye giden bir gericilik, son 20 yıldır toplumsal yaşamın her alanına müdahale ederek şeriatçı uygulamaları dayatıyor. Türkiye bir karanlığa doğru sürükleniyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esergül Balcı ve ekibinin 4 ay süren saha çalışması sonucu hazırlanan rapordan; ‘Türkiye’de belli başlı 30 tarikat silsilesi ve bunların 400 kolu bulunuyor. Sadece İstanbul’da 445 tekke faaliyetlerini açıktan sürdürüyor. Çoğunluğu İstanbul, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Batman, Van, Hakkâri, Şırnak, Ağrı, Muş, Bitlis, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere 800’ün üzerinde faal medrese bulunuyor. Büyük şehirlerde kaç apartman medresesinin faaliyette olduğu ise tam olarak bilinmiyor. Rapora göre, tarikat okullarındaki öğrenci sayısı 210 bin dolayında. 4 binin üzerindeki özel yurdun 2 bin 480’i bir tarikatla bağlantılı. Tarikatlara bağlı yurtların kapasitesi 380 bin olduğu ileri sürülüyor. Bu yurtlarda kalan öğrenci sayısı 225 bini buluyor. Devlet, eğitimden kademe kademe çekiliyor. 4+4+4 uygulamasının başlatıldığı 2012 yılından bugüne kadar devlete ait 4 bin 22 ilkokul kapatıldı. Buradan çıkarılması gereken en önemli ders cehaletin büyük bir örgütlenme içerisinde olduğudur. Cehalet böylesine güçlü bir örgütlenme içerisindeyken Türkiye’nin aydınları 'ben' egolarının tutsağı olmaktan bir türlü kurtulamıyor. En sıradan dayanışma yöntemlerinde bile o ilkel egolar hemen ortaya çıkıp bütün mücadeleyi baltalayabiliyor. Oysa cehalet örgütlenmez ise yok olacağını çok iyi biliyor ve bu ülkenin aydınlık geleceğini her geçen gün biraz daha karanlığa itiyor”. Kısacası bu ülkede gericilik ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan örgütleniyor. Biliyoruz ki Türkiye’nin bir aydınlanma geleneği ve aydınlanma damarı var. Ancak 1980 askeri darbe sonrası aydınlar örgütlü bir yaşam ve mücadeleden uzaklaştı. Bu toprakların gericiliğe teslim edilmemesi için yeniden bir aydınlanma çabasına ihtiyaç var. Bu da aydınların örgütlü olması ve mücadelesinden geçiyor”

 Uğur Pişmanlık

Aratos Dergisi Yayın Yönetmeni