Moved Permanently

Gül Kasabı Kurtuluş Mahallesinde şube açalı 4 yıl oldu. Sanki 60 yıldır orada. İlk geldiğinde Haluk Bey farkını ortaya koydu ve bu farkı Süleyman Ergezer biraz daha, samimi, sıcak, müşteri portföyünü memnun edecek bir şekilde kurallar koyarak, disipline önem vererek, müşteri ile  karşılıklı güven tesis edince, birçok ünlü markaları geride bırakarak emin adımlarla zirveye yürüyor. Kestikleri küçük ve büyükbaş hayvanları kendi yerlerinde besleyip, kesimhanede İslam-i usullerine göre kesiyor. Müşteri potansiyeli her geçen gün artıyor. Gül Kasabında üç kişi çalıyor. Ziyapaşa ve Reşatbey mahallesinde şimdilik iki şubeleri bulunuyor. Halk nasıl kesim yapıldığını bildiği içinde tercihlerini Gül Kasabından yana yapmaya devam ediyor.  

Doruk; Gül Kasabı kaç yılından beri var?

Süleyman Ergezer: Dededen toruna geçme 60 yıldır bu sahadayız. Bütün Adana bizi biliyor, tanıyor ve güveniyor. Biz çalışan üç kişiyiz, her yere ulaşmaya çalışıyoruz, bir dakika bile boşumuz yok. Ortağım Sezgin Küsün ve diğer yardımcılarımız.

Doruk; İnsanlar sizi niye tercih ediyor?

Süleyman Ergezer; Biz Havutlu’da tanınan bilinen biriyiz. Bizim bir kuralımız var, kesinlikle dişi hayvan kesmeyiz. Kaliteli et taraftarıyız. Dişi et yemiyoruz. Satmıyoruz. Biz de önce güven tesisi önemli. Müşterilerimiz bizi biliyor ve tanıyor. Her şeyden önce güveniyorlar.

Doruk; Gazetelerde okuyoruz, şurada at ve eşek eti şu kadar yakalandı diye. Üstelik öyle anlı şanlı yere götürülüyor. Kesimleriniz nerede oluyor?

Süleyman Ergezer; Biz her şeyde şeffafız. Mezbahane de bizim yerimiz var. Bütün kesimlerimizi mezbahane de yapıyoruz.  Herkesin gözü önünde. Adak için, kurban için. Müşteri geliyor. Koyun, Keçi, ne varsa kendi seçiyor, gözlerinin önünde kesiyoruz. Yine göz önünde parçalayıp, paketliyoruz.

Doruk; Hayvanları kendiniz özel mi yetiştiriyorsunuz, yoksa satın mı alıyorsunuz?

Süleyman Ergezer; Yerimiz var, kendi koyunlarımızı kendimiz yetiştiriyoruz.

Doruk; Kapıda bir duyurunuz var, halk günü satışlarınız göze çarpıyor.

Kasap Süleyman Ergezer; Halkı düşünüyoruz, bu pahalılık bizden kaynaklanmıyor, halkımız da yesin istiyoruz. Fedakarlık yaptığımız günler var.  O halk gününde normal fiyatların altından satıyoruz. Biraz altında evet. Piyasaları biliyorsunuz, bizim elimizde olan bir şey değil. Fiyatlar çok yüksek. Hani bir bakıma haftada bir halk için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama o da elimizden geldiğince.

Gül Kasabı marketlere göre çok ucuz. Marketlere göre aramızda üç yüz dört yüz lira var.

Doruk; Kaç şubeniz var?

Süleyman Ergezer; İki şubem var. Ziyapaşa, diğeri de Reşatbey. O şubede kuzenim duruyor.

Doruk; Kurtuluş Mahallesinde kaç yıldır varsınız?  

Süleyman Ergezer; Dört yıldır.

Doruk; İnsanlara ne tavsiye edersiniz?  

Süleyman Ergezer; Halkımız kendi bildiği, tanıdığı, güvendiği kasaplardan alsınlar.

Şüpheye düştükleri durumlarda yüz yüze rahatlıkla sorabilirler. En azından etini görüp alabiliyor. Market yani onlardan örnek vermeyeyim. En azından bana buradan kes ver diyebiliyor. Ya da arayıp etini beğenmedim, değiştirir misin diyebiliyor. Hani etini beğenmedi gibi. Değiştir diyebilir.  Onda hiçbir sıkıntı yok.

Doruk; İnsanı inciten bir şey var, kesilenler birer can. Büyükbaş kesiyor musunuz? Onların kesimi nasıl oluyor. Geçen yıl valilik, Et balık kurumunda bir video yayımlandı. Büyükbaşlar kesilirken, kesimci, balyozla hayvanın başına başına indiriyordu. Bu bütün kesimleri rahatsız etti, siz nasıl büyükbaş kesiyorsunuz?

Süleyman Ergezer; Büyük başlarla ilgili İslam'ın şartlarına göre kesiyoruz. Bizde öyle şeyler kesinlikle olmaz. Öyle bir şey olur mu ki, öyle bir şey?  O büyük başlar Tayvan’dan geliyor. Zapt edemiyorlar. Madem zapt edemiyorsun, uyuşturacaksın, eziyet etmeden keseceksin. Bizimki yerli mal olduğu için uysal zaten. Öyle bir eziyet gibi bir durum yok.

Doruk; İslami kesim derken, hayvan kesilirken kıbleye döndürülür ve bıçağı diğer hayvan görmez diye, İslam da böyle bir kural var.

Süleyman Ergezer; Biz kesimhaneye götürürken hayvanlar bile birbirini görmez, kaldı ki bıçağı görsün. Yani demem o ki, kesimhanenin içinde birbirlerini bile görmezler. Maalesef hepimizin durum daha değişik oluyor. Bizim için olmazsa olmaz, müşteri memnuniyeti, bu da karşılıklı güvene dayanıyor.