Coğrafya kader değildir, coğrafyanın kaderini değiştirmektir esas olan.

Bu ülkeyi seven, ülkemizin daha güzel bir geleceği hak ettiğini

düşünen ve insanlarına değer veren herkesin duasında yaklaşık 40

yıldan bu yana hep aynı özlem var: Silahların sustuğu, gözyaşlarının

dindiği, çocuklarının korkmadan gülüp oynayabildiği, farklı dillerin,

renklerin, inançların aynı sofrada kardeşçe yer bulduğu bir Türkiye’de

hep birlikte yaşamak.

Evet; ülke olarak ekonomimiz çok kötü durumda, yönetimde sistemsel

sıkıntılar hat safhada, toplum vicdanının adalete olan güveni derin

bir şekilde yara almış durumda ve daha sayabileceğimiz bilumum

sorunlarımız ve problemlerimiz var. Fakat barış ve kardeşlik bütün

olumsuzluklara karşın umudun adıdır.

Barışın ve kardeşliğin egemen olduğu, kaynaklarımızın silaha, şiddete,

teröre heba edilmediği, özgürce konuşup tartışabildiğimiz ve

birbirimizi dinleyebildiğimiz bir ortamda bu ülkenin çözemeyeceği

hiçbir sorunu yoktur.

Bizlere ve çocuklarımıza acıların değil sevinçlerin miras kaldığı,

kalplerde öfkenin değil sevgilerin büyüdüğü o özlenen ve dualarda olan

günleri yaşamak adına tarihi bir sorumluluk üstlenen bu tarihi sürecin

nihayete ermesi adına sorumluluk alan ve bu süreçte etkin rol üstlenen

herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu vesileyle sürece olan

desteğimin ilk günden bugüne kadar tam olduğunu bir kez daha deklere

ediyor, bu sürecin başarıya ulaşacağına ve bu güçlü iradenin yerde

kalmayacağına yürekten inanıyorum.

En derin sevgi ve saygılarımla